Kitabı okumadan önce yorumlarına bakmıştım ne yalan söyleyeyim biraz da eleştirel yaklaşabilmek için ve bir incelemede şöyle bir yorum gördüm " bu aşk değil arkadaşlar bu bir hastalık. "
İlk başta acaba kişiye bu eleştiriyi yaptırmış ne yazmış olabilir bu yazar diye düşündüm ve kitabı bir günde bitirdim ama bugün bu kitabın sadece
İncelemenin başında belirmek istediğim özelliklerden birisi kitap sizi ruhsal olarak çok değişken bir duruma sokuyor. Hikayenin dinamik yapısı her seferinde sizi içine çekiyor. Betimlemelerinin güzelliği ise başlı başına bir güzellik. Kitabı yazarın betimlemeleri olmadan düşünemiyorum bile. Kitabın konusundan bahsedecek olursam ana karakterimiz
her şeyden ben yazarın dilini çok sevdim. daha önce alaska kitabını okumuştum. o zaman da çok sevmiştim. hızlı okunuyor, abuk sabuk afilli kelimeler kullanmadan cümleler kolay okunuyor bu yüzden de hızlı.
benim önceden en ama EN seveiğim tür fantastikti artık okumuyorum pek. geri dönüş yapmak istedim. güzel bir seçim oldu. kitabı gerçekten çok çok sevdim. tam bir seriye giriş kitabıydo. yazar yarattığı dünyayı ve karakterleri acele etmeden ve sıkmadan güzel güzel anlatmış. benim em sevdiğim üç fantastik kahraman vardır. 1 vampirler 2 büyücüler 3 iblisler. üçü de vardı kitapta.
kadın karakter romeria’yı ciddi sevdim. empatik bir kız. insanların fiziksel/ruhsal acılarını anlayıp empati kurup ona göre hareket ediyor. romy benim olmak istediğim kişi çünkü ben afedersiniz ama başkalarının acısı umrumda değil mottosu ile yaşıyorum maalesef.
erkek karakter zander ise ona nötrüm. kral olmaya çalışan iyi bir adam sadece. sert kararlar veriyor ama mecbur. yükselemedim ona. genelde okuduğum kitapların %99un da erkek karaktere ölüp biterim ama zander ı ıh. belki diğer kitaplarda ölürüm zandera. kısmet bakalım.
kitabın konusu ise romeria günümüz dünyasında hırsız olarak yaşarken bir büyücü tarafından bir taş çalmak için(!)farklı hiç bilmediği anlamlandırmaya çalıştığı bir dünyada buluyor kendini. kısaca böyle.
neyse okuyun bence kitap iyi.
Bazı kelimeler var kulaklarımda
Ama kimseye ait değil bunları söyleyen sesler
Gerçekten her şey geçmişte mi kalacak
Ben değişecek miyim
Değişmek istiyor muyum
Ben kimim
Kim olmak istiyorum
O kadar çok soru var ki kafamda
Ve geleceğim için yapmak istediğim o kadar çok şey var ki
KORKUYORUM…
GAZZE'DEN SONRA ŞİİR YAZMAK MÜMKÜN MÜ?
Modern Batı düşüncesinin şekillenmesindeki en önemli olay Yahudi Soykırımı, özel adı ile Holokost’tur. Felsefeden tarihe, sanattan sosyolojiye kadar hemen her disiplini “Holokost’tan önce ve Holokost’tan sonra”diye tasnif etmek mümkündür. Hatta fen bilimleri için bile durum aşağı yukarı
Uyandığımda büyük bir neşeyle güzel güneşe bakarken "Onu göreceğim!" diye bağırıyorum sabahları, "Onu göreceğim!" Ve o an bütün gün yapmak istediğim başka bir şey gelmiyor aklıma. Her şey, her şey bu ümitle iç içe geçiyor.
Gençliğinde seçim yapmak için çok erken olduğuna inanmış, şimdi ise değişmek için çok geç kaldığını düşünmüştü (s.57) aslında hepimiz öyle değil miyiz? Kafamızda plan projeler tasarlarız sonra da yarın yaparım deriz. Yarın olur bu seferde dün başlasam daha mı iyi olurdu deriz. Düne geri dönemeyeceğimizin hep farkındayız ama bu sözün arkasına
“Kendimi kaybetmek, karanlığa gömülmek, ortadan yok olmak dışında yapmak istediğim hiç bir şey yoktu. Hassastım. Biriken gözyaşlarımla kendimi patlamaya hazır bir su balonu gibi şişmiş hissediyordum. Patlamak için tek bir iğneli söz yeterdi.”
Uyandığımda büyük bir neşeyle güzel güneşe bakarken "Onu göreceğim!" diye bağırıyorum sabahları, "Onu göreceğim!" Ve o an bütün gün yapmak istediğim başka bir şey gelmiyor aklıma. Her şey, her şey bu ümitle iç içe geçiyor.
Bu gün ne kitap okuyasım ne ders çalışasım ne de başka bir şey yapasım var. Hepsi bu havalar yüzünden -_- ben de oturup origami yaptım :)) en çok horoz uğraştirdi ve hiç istediğim gibi olmadı ama yinede keyifliydi yapmak 🦏🦂🐓✈