Gece, düş gerçeği ile gerçeği birleştiriyor.Simgelerin fazlaca bu eserde "gece" sadece günün bir zaman dilimi değil kapıların tekmeleyip insanların sorgulatmaya götürüldüğü,tutuklandığı bir dönemi simgeliyor.
Başı,sonu,kuytuları,ucu bucağı duyularla saptanamayan,ama tükenmez bir gücüllüğü bütün ağırlığıyla taşıyan karanlık gece, ilk olarak ana simgesi oluyor bu anlatının.
Daha sonra belirli bir anlamla sınırlandırılmak istendiği an, hep yeni yönlere bambaşka doğrultulara kaçıyor gece.
Kitapta değişik anlatıcıların,birbiriyle karşıtlaşabilen gözlemleriyle, gerçek yaşamın, anlatılan, yazılan, okunan yaşamın, anlamını değişik yorumlar kavramında ve insan umutlarıyla korkularının imgelerle dile getiriyor. gözleme önem veriyor.
Kitabın dili ağır geldi bana, o kadar çok imgeler vardı ki yarıda bırakacaktım,tabi ki vazgeçmedim devam ettim..Tavsiye eder miyim? derseniz.. Eğer İmgelerden yorulmazsanız okuyun derim..