Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yasemin Şengör

Yasemin Şengör
@yaseminsengor
yaseminsengor.com İnceleme notları çok çeşitli Edebiyat Dergilerinde yayımlanmış yazılarımdan alınmıştır.
Yüksek Lisans
13 okur puanı
Nisan 2024 tarihinde katıldı
74 syf.
·
Puan vermedi
Kafka Dönüşüm
Dönüşüm, Franz Kafka’ nın 17 Kasım 1912 tarihinde Felice’ ye yazığı mektupta ‘yatakta çektiğim sıkıntı esnasında aklıma gelip beni derinden köşeye sıkıştıran küçük bir hikaye’ sözleri ile bahsettiği yapıtıdır. Kafka, 17 Kasım ile 7 Aralık 1912 tarihleri arasında yazdığı mektuplardan anladığımız kadarıyla, başkahramanı Gregor Samsa ile empati kurmuş, onu adeta yaşamış, duygu ve düşünce dünyasında ‘ölüm’ kavramına atfettiği yorumlar çizgisinde kahramanının sonunu hazırlamıştır. Dönüşüm öyküsünü salt bir yabancılaşma hikayesi olarak düşünmek, öyküyü dar kalıplara sıkıştırmaktır. Dönüşüm, daha geniş ve derin sınırlara sahip bir öyküdür, dünya yazınında bireyin hürriyet arayışlarının en can alıcı yapıtlarından biridir. Özgürlük arayışı içinde Kafka, itaatsizlik kavramı ile yakından ilgilenmiş ve öyküsünde kavramı teorik bir zeminde ele almayı seçmiştir.
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022223,3bin okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Bir Devir Romanı: SUS BARBATUS!
SUS BARBATUS!, çağdaş edebiyatımız içinde dikkat çeken isimlerden Faruk DUMAN’ ın siyasete ve okuma kültürüne yönelik donanımını başarıyla sentezlediği, çarpıcı bir ‘devir romanı’. Eser, aynı zamanda 2019 Orhan Kemal Roman Armağanı’ nın da sahibi… Ancak ödüllü bir kitap olmasından da ziyade, romanı değerli kılan en önemli özellik; politik ya da angaje romanın kalıplaşmış sınırlarından çıkan ve klasik tutumları aşan yanı… SUS BARBATUS!, kahramanlarını siyasi güdümden ziyade ne kadar karşıt olurlarsa olsunlar benzer zorluklar ve aynı sosyo-politik koşullar içinde hayatta kalmaya çalışan bir birey olarak karşımıza çıkartma çabasıyla 12 Eylül edebiyatımıza önemli bir katkı sunmakta…
Sus Barbatus
Sus BarbatusFaruk Duman · Hep Kitap · 2018772 okunma
·
Puan vermedi
Yusuf Atılgan’ ın Aylak Adam’ı
Atılgan’ ın ilk romanı Aylak Adam, çocukluğunda yaşadığı travmatik yaşantıların sonucunda yetişkin zamanlarında özekliğini savunmak adına babayı reddetmeyi göze alan C.’ nin kendisini bunalıma iten bir ayrılık döneminde yaşadıkları izleğinde gelişir. Giderek toplumdan kendini soyutlayan C.’ nin sevgi arayışları içinde karşısına çıkan Güler, içsel dünyası ile kültürel çevresi arasında yaşadığı çatışmaların sonunda acı çeken bir kahraman olarak karşımıza çıkar. Güler portresi, otoriter baba, ailede sözü geçmeyen bir anne ve baskıcı kız kardeşten oluşan çevresini yok saymamakta ancak diğer yandan da özerkliğini elde etme çabalarından vazgeçmemektedir. Oysa Atılgan’ ın Aylak Adam’ dan ondört yıl sonra yazdığı Anayurt Oteli’ nde çok farklı bir kadın portresi ile karşılaşırız; Ortalıkçı Kadın. Adı Zeynep olsa da silik kişiliğine yakışır şekilde anlatıcının ‘ortalıkçı kadın’ olarak etiketlediği bu karakter, içinde bulunduğu çevrenin bireyselleşmesini engelleyen boyutlarını kabullenemeyen Güler’ in tersine, tam bir teslimiyet içindedir.
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Yapı Kredi Yayınları · 201759,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
·
Puan vermedi
Otuzların Kadını
Tomris Uyar, Otuzların Kadını’ nda hafızasında otuzlu yaşlarında kalmış annesinin 1936 senesinde 18 yaşındayken yaptığı ilk evliliği öncesi bir ressama çizdirdiği portresinden ilham alarak annesini anlatmaya çalışıyor. Zaman zaman anlatıcı olarak metne dahil olan yazar kahramanımız, annesi ile yüzleşmekten ısrarla kaçındığı için, geri planda bir türlü ortaya çıkamayan bir metnin öyküsünü okuyoruz. Yaşam hikayeleri ve yaşadıkları birbirleri ile örtüşen kadınlar yoluyla da üç bölüm ve sekiz hikayeden oluşan öykü kitabını, yazar kahramanımızın yazın süreci izleğinde bir bütün olarak değerlendirebiliyoruz.
Otuzların Kadını
Otuzların KadınıTomris Uyar · Yapı Kredi Yayınları · 20191,172 okunma
·
Puan vermedi
Latife Tekin Unutma Bahçesi
İnsanların yeniden doğmuş gibi hayata başlamak istedikleri unutma bahçesinde, böyle bir hayalin gerçekleşmesi zor görünüyor. Ki ben romanın hayal gücüme bırakılan devamında unutma bahçesini bir terapi bahçesine çevirdim. Unutma bahçesinin -yaşadıkları kötü olayları değilse bile- zamanla sorumluluklarını bile unutan insanlarının itirazsız, başkaldırısız, tepkisiz sessizliği, yerini insanın hayatta anlam arama çabalarına, hareketliliğe, çok sesliliğe bıraktı. Çünkü terapi bahçesinde insanlar unutarak değil, kabullenerek ve acılarını yaşayıp bitirerek, yaşadıklarını değil yaşadıklarının hissettirdiği olumsuz duyguları geride bırakarak hayata tutunmaya çalıştılar.
Unutma Bahçesi
Unutma BahçesiLatife Tekin · Everest Yayınları · 2008633 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Ayfer Tunç Aşıklar Delidir
Aşıklar Delidir ya da Yazı Tura, aile kavramını da sorgulayan bir roman. Abi karakteri, bu anlamda önemli bir malzeme. Umut’ un abisi, babasına kızgın, baba ile bir türlü hesaplaşamayan, babayla barışamayan ama babadan vazgeçmeyen bir karakter. Aile, ‘ne olursa olsun vazgeçemediğimiz’, olarak işleniyor. Ailede sadakat kavramı, sekiz yaşındayken kızını terk eden bir babanın davranışını kabul edemeyen oğullar üzerinden ele alınıyor. Burada aldatmaya ve yuva yıkmaya bir tepki de var. Bu tepki, Umut’ un mutluluğu sıradan aile hayatlarına indirgemesi ile de örtüşüyor. Ayfer TUNÇ’ un kaleminden çok daha iyi kitaplar okuduğumu da belirtmek isterim. Yine de birçok perspektifinin yanısıra umut ve umutsuzluk kavramının baskın olarak ele alındığı, kahramanlarının özenle seçildiği bir roman olarak da akılda kalması gerektiğini düşünüyorum.
Aşıklar Delidir ya da Yazı Tura
Aşıklar Delidir ya da Yazı TuraAyfer Tunç · Can Yayınları · 20182,812 okunma
·
Puan vermedi
Gaetar Soucy, 1998’de uluslararası başarı getiren bu romanında dilin olanaklarını zorluyor. Yazar kitapta, “Ludwig Wittgenstein’in özel dil sorununun” sınırlarını arıyor. Dilimiz ve kelimelerimiz, yaşantılarımızla şekilleniyor mu? Soucy, romanında gerçek bir dünyadan yalıttığı kahramanlarına bunu deneyimletiyor. Kitap görünürde tiran bir baba ve ailesinin çevredinde gelişen korkunç bir ensest hikayesi! Ancak yazarın, tüyler ürpeten bir konu çerçevesinde dil sorununu ele aldığı da unutulmamalı. Ayrıca bu kitap bazı kitapçılarda “çocuk reyonlarında” yer alıyor! Sanırım kapağı nedeniyle o reyonlara düşmüş. Çocuklar için örseleyici olabilecek bir yapıt, ebeveynler dikkatli olmalı.
Kibritleri Çok Seven Küçük Kız
Kibritleri Çok Seven Küçük KızGaetan Soucy · Can Yayınları · 2016539 okunma
·
Puan vermedi
Calvino’ dan büyüklere masallar
Gerçekten eğlenceli ama vuran ve çarpan, insanı yüzleşmeye çağıran bir kitap. Calvino' dan büyüklere masallar. Okumanızı öneririm. Adı üstünde, savaşta sol tarafı tamamen parçalanan ve sağ yanı sapasağlam kalan, dolayısıyla da ikiye bölünen vikont Medardo' nun hikayesi... Calvino, fiziksel olarak ikiye bölünmeyi metaforik bir araç olarak kullanıp çiftbaşlılığı konu ediniyor. Belki senin de herkese gösterdiğin iyi tarafının ardında karanlık bir boşluğun da vardır! Kendinle yüzleş!
İkiye Bölünen Vikont
İkiye Bölünen VikontItalo Calvino · Yapı Kredi Yayınları · 2011518 okunma
·
Puan vermedi
Söyleme Bilmesinler
Şermin Yaşar “Söyleme Bilmesinler” romanında, bir aile dramını olayı yaşayanların tanıklığına başvurarak anlatıyor. İki evladına karşı duygusuz bir annenin, travmasıyla başetmek yerine kendiyle birlikte tüm aile bireylerini mutsuzluğa sürükleyişinin öyküsü. Her şey bizim gördüğümüz gibi olmayabilir, gerçeğinin de işlendiği sürükleyici bir roman.
Söyleme Bilmesinler
Söyleme BilmesinlerŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20234,709 okunma
·
Puan vermedi
Zeynep Kaçar, Yalnız
Zeynep Kaçar “Yalnız” romanında zaman atlamaları yoluyla tanıdığımız kahramanımızın hayatı izleğinde, bu ülkede tarikatlar gerçeğini cesaretle işliyor. Dinin gerçek kodlarının eril bir zihniyetle dönüşüme uğratılarak “üretilen” bir dinin, hayalleri ve umutları olan bir kadını hayattan kopartışının hikayesi... Duygusallığı da dozajında bırakan ve siyaseti estetize eden yanıyla değerli bir yapıt. Okumanızı şiddetle öneririm, ilk satırlardan sarıp sarmalayan ve okuru metinde tutmayı başaran, yer yer düşündüren ve ürküten bir roman. Zeynep Kaçar’ ın Yalnız romanında beni en çok etkileyen; romanda anlatılan kadın kahramanların hayatlarına şaşırarak bakmıyoruz. Korunaklı ve steril yaşamlarımıza uzak bu yaşantıların bir yerde hemcinslerimizin gerçeği olduğunu bilmenin burukluğu sarıyor içimizi. Kadınların kalemini bu yüzden daha çok seviyorum. Cesaretle ve sahici yazıyorlar. Çok keskin yüzleştiriyorlar. Kavgaları toplumun değerleri ya da temelleriyle değil, kadının ikincil bir cinsiyet sayıldığı hastalıklı eril zihniyetle oluyor. Cehalet deyip işin içinden çıkmıyorlar, geri plana derin ve doğru yerden bakabiliyorlar.
Yalnız
YalnızZeynep Kaçar · Doğan Kitap Yayınları · 2021946 okunma