Atatürk Üniversitesi, İslami İlimler Fakültesi'den 1976 yılında mezun oldu. 1976'dan 1997 yılına kadar İstanbul Müftülüğü'nde çalıştı. Bu süre zarfında uzman, müftü yardımcılığı, Fetva Kurulu Başkanlığı ve Şer'iyye Sicilleri Arşivi yöneticiliği görevlerinde bulundu. 1984’te “Şer’iyye Sicilleri doğrultusunda Osmanlılarda Muhakeme Usulleri” isimli teziyle İslam Hukuku dalında İlâhiyat Doktoru; 1987’de İslam İktisâdıyla ilgili çalışmalarıyla daKelam ve İslam Hukuku dalında doçent oldu. 1993’te Süleymaniye Vakfı’nı kurdu. 1997 yılında İstanbul Müftülüğü'ndeki görevinden ayrılarak İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ne öğretim üyesi (doçent) olarak geçti. 2003 yılında ise İslam Hukuku profesörü oldu. Bu fakültede Temel İslam Bilimleri adı altında İslam Hukuku Ana Bilim Dalı Bölüm Başkanlığını yürütmektedir. Arapça, Fransızca ve İngilizce bilen Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır, evli ve dört çocuk babasıdır. Şu anda İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde öğretim üyesidir.
Sizden kim bir kötülük görürse onu eliyle düzeltsin. Buna gücü yetmezse diliyle düzeltsin. Ona da gücü yetmezse içten içe kalbiyle karşı çıksın. Bu imanın en zayıf noktasıdır.
(Müslim,iman 78)
Devlet güneş gibi olmalıdır. Güneş nasıl müslüman, Hıristiyan, Yahudi, zengin, fakir ve IRK ayrımı yapmadan herkese aynı mesafede ise devlet de vatandaşlarına karşı aynı mesafede durmalıdır.
Abdülaziz Bayındır adındaki psişik bütün verilerinin çöpten hâllice olduğu insandan bozma bu maymun, Allah Teâlâ’nın geleceği bilemeyeceğini söylüyor ve ilahiyat hocası. :D
Bidat ehli olacağım diye çırpınan insanlara kızmak yerine akıllarıyla dalga geçiyorum artık.
youtube.com/shorts/XhR4CEHX...
İslam’ı hiç duymamış 3 yaşındaki çocuk bile Tanrı her şeyi bilir der; bu şizofrenler başka bir kozmosa ait olmalı ya.
Her şeyimizi Allah'a borçluyuz. Her şey Allah'ındır. Gökler, yer, yağmur, çamur... Yediğimiz yiyecek, içtiğimiz su hepsi O'nundur. Dolayısıyla Allah'a büyük bir şükür borcumuz vardır. O'na şükretmek de lafla şükürler olsun demekle değil, verdiği emirlere tam olarak uymakla olur!
Ölümcül virüslerin, depremlerin akla hiç gelmeyen belaların vuku bulduğu bu son zamanlarda, acaba kul olarak ne gibi yanlışlarımız oldu da, imtihanimiz çeşitlenip ağırlaştı ? diye sorar olduk kendimize..
Çünkü, bizim inandığımız değerlere göre, kendisine kul olduğumuz yüce Allah (cc), kendisine inanmayanları da koruyup gözetir. Çünkü o yegâne
Abdülaziz Bayındır bu kitabında; bir tarikat şeyhi ve üyeleriyle yaptığı bir görüşmede konuşulanlardan yola çıkarak Kuran’ın tarikatçılığa yaklaşımını ayetlere dayanarak anlatıyor. Kitabı okuduğunuzda tarikat üyelerinin Kuran’dan ne kadar bihaber olduklarını, ayet ve hadisleri nasıl çarpıttıklarını görüyorsunuz. Özellikle tarikatlere ilgi duyanların mutlaka okuması gereken basit ama etkili bir kitap.
Abdülaziz Hoca’nın bu kitabı tüm tarikat ve cemaat liderlerinin zamanında epey canını sıkmıştı. Yayınlandığı günden itibaren çoğu insana farkındalık kazandırdığını düşünüyorum. Şirk nedir,şirke nasıl ve şekilde düşülür,insan şirke düştüğünün ayırdına varabilir mi, vs. gibi bu ve bunun gibi birçok soru bu kitapla cevabını buluyor. Okunmasını kesinlikle tavsiye ediyorum. Çok şey kazandıracağını umuyorum okuyacak arkadaşlara.