1.053 okunma, 116 beğeni - Ali Haydar Haksal kitapları, eserleri, Ali Haydar Haksal kimdir, öz geçmişi, Ali Haydar Haksal nereli gibi bilgiler, kitap incelemeleri ile yorumları, Ali Haydar Haksal sözleri ve alıntıları detaylı profili ile 1000Kitap'ta.
Hakkında
1951'de Bingöl'de doğdu. Erzurum'da Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Marmara Üniversitesi, İlâhiyat Fakültesi İslâm Düşüncesi Anabilim dalında yüksek lisans yaptı. "Kur'an-ı Kerim'de Güzel Kavramı" üzerine tez hazırladı. Bir grup arkadaşıyla birlikte Yedi İklim dergisinin kurucuları arasında yer aldı.
Ali Haydar Haksal; ilk çalışmalarını yerel gazete ve dergilerde değerlendirdi. Mavera, Yönelişler, İslâm, Kayıtlar, Yedi İklim, Hece, Yansıma, Yeni Devir, Milli Gazete gibi dergi ve gazetelerde öyküleri yayımlandı. Milli Gazetede köşe yazarlığı yapıyor. Sesim Bana Yetmiyor adlı öykü kitabı ile Türkiye Yazarlar Birliği 1987 yılı Hikâye, Yitik Yaşamın Güncesi adlı romanıyla Tuzla Belediyesi Roman Yarışmasında ikincilik ödülünü aldı.
Monna Rosa, siyah güller, ak güller;
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister;
Ah, senin yüzünden kana batacak,
Monna Rosa, siyah güller ak güller!
Gelin az da olsa Hz. Osman'ı (r.a), Osman bin Affan'ı tanıyalım.
Hz. Ebûbekir-i Sıddîk'in (r.a.) delaletiyle ilk iman edenler şerefine eren büyük sahabi aynı zamanda aşere-i mübeşşeredendir. Yani daha dünyada iken cennetle müjdelenme şeref ve bahtiyarlığına ermiştir.
Alemlere rahmet, sevgili Peygamberimiz (s.a.v);
"Ben ona
Namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabb’i Allah içindir.
O’nun hiçbir ortağı yoktur.
Ben böyle emrolundum ve ben müslümanların ilkiyim.
Hz. Ali
Necip Fazıl'ın kardeşi Selma ısırılmış bir elma ile gelir ağabeyi in yanına. "Ağabeyciğim, büyükbabamın sana verdiği bir lirayı ver de sana bu elmayı vereyim. Biraz ısırdım ama ziyanı yok." der. Ondan elmayı aldığı, parayı verdiği için hayati boyunca üzülecektir. Hem parayı verip hem elmayı almayabilirdi Necip Fazıl... böyle not düşüyor Ali Haydar Haksal kitabın sonunda. Aynı notu kitabın başka yerlerinde de belirtmiş.
Isırılmış bir elma modern dünyada bile ne kadar ikonik! Tarih öncesi bir tarihe tarihleniyor ısırılmış elma!!! Kronolojinin dişlileri sıyrılmış, anakronik yanılsamalar, günahkar kabullere dönüşmüş. Necip Fazıl'ın deyimiyle beyazın içinden beyazı sıyırmaya çalışıyoruz. Bir lira mukabilinde ısırılmış bir elmayı almak ne kadar karlı bir ticaret!? Hem bir lirayı hem de ısırılmış elmayı iade etmemek ne büyük nedamet....