Böyle bir aşk görülmemiş dünyada :))
Engelli bir bireyle ev arkadaşlığı ( hatta ebeveyni gibi sahiplenen ) yapan bir kadına aşık olan Zolie bey , aşkı için uçağı infilak ettirmeyi planlıyor :))
Seçtiği uçağın rotası da Paris ‘tir , Eyfel Kulesi’ni hedeflemektedir ( Nedeni için okuyunuz :D ) .
Aşkın kör ettiği gözler , başlıyor uçuş öncesiyle yaşadıklarını geriye dönerek anlatmaya : tanışmaları, otizmin nadir görülen bir türüyle yaşayan ev arkadaşı, aşkın körüklenişi …
Zolie , aşkı için nelerden vazgeçebileceğini , nelere katlanabileceği ispat etmek için her türlü mücadeleyi verir. Ancak aşık olduğu kadın Astrolabe , ev arkadaşını öne sürerek karşılık veremez. Bunun üzerine Zolie , bir zamanlar yücelttiği kadın için , aşkının ispatını bir eylemle gerçekleştirecektir. Tabi bu plan gerçekleşecek mi belli değil, uçuş devam ederken kitap sona eriyor.( Okuyucuya bırakılmış olması beni hiç rahatsız etmiyor, hatta hoşuma da gidiyor. )
Aşkın kış gibi soğuk etkisini bahar gibi dirilten enerjisini , başka metaforlarla anlatıyor Zolie.
Emin olmamakla beraber novella denilebilir kitap için. Akıcı dili ve kısa-öz anlatımı da etkileyecektir diye düşünüyorum.