"Ev içleri zonklamalı damarıymış ömrün. Annem hep derdi, şimdi anladım. Kim el atar da keser çürümüşü, tıkanmışı? El olan verse cerrah bıçağını, iyilik sayacağından vermez. Bekler ki ah dolsun diline"
"Dediklerimi yapacak mısın? Söz ver bana . Annemin yaşamasını istiyorum ben. "
" Tabi ki canım. Sen hiç merak etme" diyorum. " Sen nasıl istersen öyle yazacağım öykünün sonunu, güzel kızım benim. "
Babam tiril tiril ipek gömleği çubuk bıyığının kıvrımıyla yakmış annemin canını. İşte ben o acıdan doğmuşum. Yok başka bir izahım. Önü sonu bu kadar. Anısı yok, kendi yok bir babadan, kendi var, bedeni yok bir anneden, öylesine, sade suya tirit bir hayatın başizleyicisi olmuşum.
"Yüreği olanın olmalı sözü"diyor."parlamalı, taşmalı, sakınmasız olmalı ve düştüğü anda yakmalı yeri, heyhat.insan olan insan tutmalı sözünü. Yerden kalksın diye başı."