Evde para pul hiçbir şey kalmadı. Bu sebepten köpeğimizi kestirdim. Çok bi'şeyi yok, zaten derisi kemiğine yapışmıştı. Küçük ve sevimli bi'şeydi, kendim kesmeye kıyamadım, gönlüm razı olmadı.
Sabahın köründen gecenin geç saatlerine kadar çalışacaksın. On sekiz gün tezgahta oturup her gece kamburun çıkacak, toz duman içinde ve cehennem sıcağında, hayvan gibi çalışacaksın, ancak o zaman on üç buçuk bohem gibi mutlu bir ücretin olacak.
Hauptmann bu eserinde 1849 Mart Devrimi öncesinde Silezya'da meydana gelen dokumacıların isyanını natüralist bakış açısıyla okurlarına aktarır. Yazar bu tarihi olay için Silezya'daki dokumacıların yaşam koşullarını, içinde bulundukları sefaleti kayda geçmeden önce belge ve dokümanları inceler, olayın meydana geldiği yöreye inceleme gezisine çıkar
Yalnızlık sizlere neyi ifade ettirir? İnsan yalnızlıktan korkmalı mı, yoksa çoğu insanın bazen toplum sıkıntısından yalnızlığa koşmalı mı? İşte esas konusu insan yalnızlığı olan bu eserde açıkçası bu tür sorulara cevap bulabiliyor insan...
Çok güzel tiyatrasal bir metin. Zevkle okuduğun bir eser oldu. Kitabın isminden de anlaşılacağı gibi kitap genel olarak insanın yalnızlığı üzerinde durmuş olup bu yalnızlığın etkilerini ifade etmeye çalışmış.
Açıkçası yazarın iç dünyasına tanıklık etmeye başladığınızda yalnızlığın ne olduğunu işte o zaman daha iyi anlıyorsunuz.
Yalnızlık ikileminden biraz olsun psikolojik olarak kurtulmak istiyorsanız okumanızı tavsiye ederim. Oldukça başarılı buldum.
Keyifli okumalar dilerim...
Yalnız insanlarGerhart Hauptmann · Kültür ve Turizm Bakanlığı · 199316 okunma