Türk düşünce yaşamında ve Türkiye'de bir felsefe geleneğinin oluşmasında büyük etkisi olmuş felsefeci ve sosyolog.
Hilmi Ziya Ülken İstanbul Sultanisi'ni (İstanbul Lisesi) (1918) ve Mekteb-i Mülkiye'yi (A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi) bitirdi (1921). Aynı yıl Darülfünun-ı Osmani (bugün İstanbul Üniversitesi) Edebiyat Fakültesi Beşeri Coğrafya Kürsüsü'ne asistan oldu. Aynı fakültede felsefe tarihi ve sosyoloji öğrenimi gördü. 1933'e değin sosyoloji, felsefe, tarih ve coğrafya öğretmenliği yaptı. Umumi İçtimaiyat (1931), Türk Tefekkürü Tarihi (1932-33, 2 cilt) adlı kitapları yayımlandıktan sonra uzmanlık eğitimi için Almanya'ya gitti (1934). Türkiye'ye döndükten sonra İ. Ü. Edebiyat Fakültesi'nde Türk Tefekkür Tarihi Kürsüsü'ne doçent olarak atandı (1935). 1944 yılında profesör, 1957 yılında ordinaryüs profesör oldu. 1973'te A. Ü. İlahiyat Fakültesi'nden emekli oldu. Hilmi Ziya Ülken, 1938-1943 yılları arasında İnsan dergisini yayımladı ve Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Dergisi'ni yönetti. Türk düşünce tarihi üzerine yaptığı çalışmalarla sosyal bilimlere önemli katkılar sağlamış olan Ülken 5 Haziran 1974'te İstanbul'da öldü.
Virtüel sezgi yaşanmış ve yaşanacak gerçek ve mümkün hallerin aynı lahzada, aynı şuur fiilinde kavranması demektir.
Bu acaba mümkün müdür?
Psikolojik tecrübe buna “hayır” diye cevap verir.
Sayfa 676 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Günaydın...
Evvelce gördüğümüz gibi Orhon kitabelerine göre kadın ailenin mürebbisidir. Ocağın temeli, bilgili ve tecrübeli bir insandır. Onun bu hâkim rolü Türk kozmogoni ve hikmetine aksetmiştir.
Millet ve Tarih Şuuru kitabından bir alıntısını #189878518 okurken, aklıma alttaki yazı içeriği geldi, bu flatformu facebook veya twitter'a döndürmek doğru olmayabilir.
Ancak; Günümüzde olanlara bakıp olan haksızlıkları hukuksuzluk ve keyfiyetlere göz yummakta insani
Kitap şeytanın başkahramanımızın yanına gelmesiyle başlar. Burada şeytan kahramanımızı yoldan çıkarmaktan ziyade sohbet ediyorlar. Kitabın büyük kısmı tabi diyaloglardan oluşuyor. Sıkılmadan okuyacağınızı düşünüyorum. Konu olarak felsefe, edebiyat, tiyatro, resim, şiir, tarih vs. birçok şeylerden konuşuyorlar. Birçok yazar, şaire de yer veriyor tabi. Tarihi olay ve kişilerden çokça söz ediliyor.
Faust kitabına da yer veriliyor.
Şeytanla böyle güzel bir sohbet olacağı kimin aklına gelirdi. :))
Şeytan konuşurken bazen ukala, bazen bir bilgin kesiliyordu. Şeytanlığının hakkını da tatlı diliyle ve maskarılığla veriyordu. Kendi düşüncelerini anlatıyor.
Bence oldukça güzel bir kitaptı. Böyle az okunması üzücü.
Baştan sona akıcıydı. Belki yer yer ağır gelebilir ama genel olarak sıkmayan bir eser. Sadece tavsiye etmek amacıyla bu incelemeyi oluşturdum. Yani inceleme değil de tavsiye yazısı sadece :))
Ben beğendim, umarım siz de beğenirsiniz keyifli okumalar.
Eser sevdiğim ve takip ettiğim bir yazarın tavsiye ettiği bir eserdi. Adını ilk duyduğumda, çok ilgimi çekmişti, 'Aşk Ahlakı'... Aşk'ında riayet edilmesi gereken kuralları mı vardı? Peki aşk itaat ettiğinde, geriye ne kalırdı. Çok geçmeden anladım ki Aşk'a hiç bir şey dayatmıyor bu eser. Aşk'ın muazzam doğasından söz ediyor, varolan yüksekliğinden
Payen Türk Tefekkürü
İslâmî Türk Tefekkürü
Modern Türk Tefekkürü hakkında harika bilgiler sunulmuş muazzam bir eser.
Bazı bölümlerini okurken hayrete diyebileceğimiz ama yine de okumaktan çok zevk alacağımız bir kitap, özellikle ilgi alanı olanlar için vazgeçilmez bir eser.
Mütefekkirler hakkında çok kıymetli bilgilere rastlanmaktadır..