Sanki alaycı ve göze görünmez bir el, bizi avucunun içine alarak rastgele şuraya buraya atıyor. Göz açtırmaz bir kasırga uğultusu içinde sürükleniyoruz.
Beni bir gün sokakta vuracaklar. Alnımdan kan akarak yere serileceğim. Yatakta ölmek nasip olmayacak. Ziyanı yok, varsın vursunlar. Vatan, benim
ölümümle bir şey kaybedecek değildir.
Bir Talât gider, bin Talât yetişir.
Falih Rıfkı Atay bunları yazmaya başlarken, Türk Edebiyatına ve Türk vatanına bu kadar kıymetli bir yadigar bırakacağını ihtimal ki ümid etmedi. Buna belki alçak gönüllülüğü mani oldu. Fakat
Zeytindağı’nda nasıl Türkün o acı günlerini, heyecanları ve ızdırapları ile yaşatmışsa kendi şöhret ve sanatını da Türk edebiyatında çok yükseklerde ve ilelebed diri tutacak bir abide yaratmıştır.
Edebiyatımızda böyle bir esere tesadüf ettiğim için bir Türk sıfatıyla, ben iftihar ederim. Bir muharrir, bütün ömründe böye bir kitap yazabilmişse, dünyaya beyhude gelmemiş demektir.”
📌İttihatçıların önemli isimlerinden Hüseyin Cahit Yalçın, amansız bir Hitler düşmanı olmakla birlikte, Hitler’in meşhur “Kavgam”ının Türkçeye ilk tercümesi kendisine ait. Henüz savaş sürerken, 1940’ta yayınlamış bu çeviriyi
Üstadın ayrıca Caetani (10 ciltlik İslam Tarihi), Durkheim, Koestler, France da dahil 26 bin sayfalık çevirisi var Türkçeye. Çok büyük emek