1904'te Polonya'da doğdu. Babası ve büyükbabası hahamdı, kendisi de Varşova'da hahamlık eğitimi aldı. 1935'te ABD'ye göç etti ve New York'ta yayınlanan Jewish Daily Forward gazetesinde muhabir ve köşe yazarı olarak çalıştı. İlk yazılarını İbranice kaleme alan Singer, sonraları Yidiş yazmaya başladı. Spinoza, Gogol ve Dostoyevski'nin yapıtlarının yanı sıra, Yahudi kültürünün özünü içeren Kabala ve Talmud'dan etkilendi. Geleneklere bağlılık ile yenilikçilik, dini inanç ile laik düşünce arasındaki çatışma, onun öykü ve romanlarının başlıca temasıdır. Edebiyat çevrelerince yirminci yüzyılın en önemli öykü yazarlarından biri olarak kabul edilen Singer, 1991 yılında öldü.
Son zamanlarda okuduğum en farklı hikayeler oldu...
Ama ilk önce yazar hakkında birkaç cümle yazmak istiyorum
Isaac Bashevis Singer kimdir? Yazdığı kitaplarındaki esas konular hangileridir?
Başlıca konusu Yahudiler ve onların yaşamları olduğu için yazar çok dikkatimi çekmişti daha önce. Açıkçası kitaplarını
Meşuga /Isaac Bashevis Singer
Meşuga: Çılgın, üşütük, çatlak anlamına gelen Yidiş bir kelime.
Holokost romanları çok kahretse de çok seviyorum. Antisemitizm insanlığın tartışmasız yüzkarası. Ama semitizm dozunun da fazla olduğu romanlar bana çok hitap etmiyor. Genelleyecek olursam din ya da ırk üstünlüğünü öyle ya da böyle yücelten eserleri çok
Dünyada Yiddiş dilen bilen çok az sayıda insan için 40 yıl yazmak bir yazar için çok da tatmin edici bir durum olmasa gerek. Singer’i yazmaya zorlayan güç kalabalık nüfusa sahip bir halkın hayaletleri olmuştur: Polonya’da yaşadığı günlerden anılaşan insanların hayaletleri. İ.B. Singer şöyle diyor: “Eminim ki Yiddiş dili konuşan milyonlarca ceset