Nebil Özgentürk
Ne yazık ki bu ülkenin
Neşet Ertaş türküleriyle,
Yaşar Kemal romanlarıyla,
Aziz Nesin mizahıyla büyümemiş,
Nâzım Hikmet'in şiirleriyle âşık olmamış,
Attilâ ilhan şiirleriyle yürümemiş,
Zülfü Livaneli besteleriyle coşmamış
milyonlarca insanı var.
Ne yazık ki bu ülkenin Neşet Ertaş türküleriyle, Yaşar Kemal romanlarıyla, Aziz Nesin mizahıyla büyümemiş, Nâzım Hikmet’in şiirleriyle âşık olmamış, Attilâ İlhan şiirleriyle yürümemiş, Zülfü Livaneli besteleriyle coşmamış milyonlarca insanı var.
ne yazık ki bu ülkenin Neşet Ertaş türküleriyle, Yaşar Kemal romanlarıyla,
Aziz Nesin mizahıyla büyümemiş,
Nâzım Hikmet’in şiirleriyle âşık olmamış,
Attilâ İlhan şiirleriyle yürümemiş,
Zülfü Livaneli besteleriyle coşmamış milyonlarca insanı var.
Bu ülkenin Neşet Ertaş türküleriyle , Yaşar Kemal romanlarıyla , Aziz Nesin mizahıyla büyümemiş , Nazım Hikmet'in şiirleriyle âşık olmamış , Attila İlhan şiirleriyle yürümemiş milyonlarca insanı var.
"Dilden dile anlatılır.
Günden güne, bugüne gelir.
Derler ki. İkinci Savaş'ın başlangıç zamanları.
Almanya'nın Hamburg'unda, bir din adamı,
gördükleri ve yaşadıklarına dair notlar düşer.
Savaş bitince notlar açığa çıkar.
Ve satır satır, şunlar yazılıdır bir sayfada:
Önce Yahudileri almaya geldiler,
ses çıkarmadım, çünkü ben Yahudi değildim..
Sonra komünistleri almaya geldiler,
ses çıkarmadım, çünkü ben komünist değildim.
Daha sonra, sosyal demokratları almaya geldiler,
ses çıkarmadım, çünkü ben sosyal demokrat değildim. Ardından katolikleri almaya geldiler, yine ses çıkarmadım, çünkü ben katolik de değildim.
Sonra... Beni almaya geldiler.
Hiç kimse ses çıkarmadı.
Çünkü, ses çıkaracak kimse kalmamıştı!"
.
.