Ömer Faruk Reca

Beden dili konusunda yazılmış oldukça sade anlatılmak isteneni fazla uğraştırmadan kolayca okura sunan kısa ama öz bir kitap.

Kitapta eksik olan ve beğenmediğim yönler ise,

Belli konulara ayrılmış ve bunların sonunda o konuyla ilgili olsun diye herhalde bir hikaye konulmuş ama ben hiç bir yakınlık kuramadım, ilişkilendiremedim.

Kitap görsel yönden çok zayıf bazı yerlerde var fakat bunlar yetersiz, çok daha iyi görseller kullanılabilirdi.

Sonuçta beden dili hakkında okuduğum kitaplar arasında kısa ve öz olması nedeniyle en üst sırada yukarıda belirttiğim gibi o kusurlar da olmasa 10/10 luk bir kitap.

1 Mayıs...
Dünyadaki işçi hareketlerinin özellikle başlangıcını anlatan güzel bir kitap.
Avustralya, Amerika ve Avrupa ülkelerindeki işçilerin çektiği eziyetler, gördüğü işkenceler...
Özellikle Amerika'da işçilere yapılan zulümler, siyasilerin mafyayla anlaşıp işçi liderlerine yaptığı eziyetler... Mahkemelerden çıkan taraflı, işçilere işkenceyi reva gören kanlı kararlar..
Kısacası dünlerden bugüne kalan baskı zulüm ve kan kokusu...
1 Mayıs..
Insanca yasamak isteyenlerin,
Şaraplarını vermek için üzüm gibi ezilmek istemeyenlerin,
Dinlenmek uyumak tok yaşamak isteyenlerin
Günü, Bayramı...
Marks'a Engels'e Persons'a Fischer'a Engel'e Spies'e selam olsun.
Selam olsun Pasternak'a Soljenitsen'e
Selam olsun büyük insan Nâzım Hikmet'e

Harika diyorum hafızadan ve çocuklara,insanlara,illere,şekillerden,hafıza eğitimleri vardı.Yazma,ve düşünme,hikayeler vardı.Süperdi herkese tavsiye ederim...

Günlük tecrübelerinizden farklı bu kitabın size katacağı bir şeyin olmayacağını düşünüyorum. Kitapta geçen ;
Çatık kaş - sinirli ve öfkeli, göz ucuyla süzme - çapkın bakış,avuçlar yukarı doğru açık - dua yakarış,gözler fal taşı gibi açık - şaşırma.. gibi bilindik şeyler var. Kanaatimce gereksiz bir kitap olmuş.

Kitabi pek begenmedim,yayindan mi yazardan mi anlamadim ama surekli bi tekrar var. Aynı seyler yazilip durmuş. 300 sayfalik kitabin ilk 100 sayfasi iyidi,gerisi hep tekrar olmuş.
Gandhi ye gelince kendisi sağduyulu bir insanmiş. Herkese, her dine, garibana saygi duyar, ayrımcılığa sonuna kadar karşı durur.
Ölümden, cezaevlerinden korkmayan bi kisiligi var.

Tarihte başarıyı yakalamış olan insanların hayatlarının önemli yanları, yaşadıkları zorluklar, azim ve kararlılıkları, yaşam felsefeleri, umutları ve çalışkanlıkları size enerji verecek, motivasyon sağlayacak ve gayrete getirecektir. Öğrencilerime özellikle öneriyorum.

Gandhi'nin dünya'ya gelmis en büyük insanlardan biri şiddet olmadan da savas'i ve bagimsiligin kazanabileceginin canli kaniti. Okudum kitap a gelirsek ayni seyleri cok fazla vurguluyor bu sebepten biraz okurken sıkıldim

Her sayfa çevirişimde acaba bundan sonrakilerde yararlı bir şeyler bulur muyum ümidiyle epey bir zaman sabrettim, sonunda bıraktım. Bu kitabı okumak yerine aşağıdaki repliğin geçtiği sahne izlenirse hitabet sanatıyla ilgili daha çok şey öğrenilebilir.
"şimdi ben buraya neden çıktım, niçin çıktım? nasıl çıktım? bunu izaha gerek yok. gördünüz, yürüdüm çıktım! ama, çıkmamış da olabilirim. çıkmışsam çıkmışımdır, çıkmamışsam çıkmamışımdır. görünen köy... uzakta değildir. buraya çıktık da sonradan çıkmadık mı dedik? bunlar bi takım uydurma laflardır... sahi ya ben buraya neden çıktım? kim çıkardı lan beni buraya?!"

Gandhi'yi tanımama vesile olan kitaptı. Her ülkeden böyle insanlar çıkmalı diye düşündüm. Sessiz, sakin, efendi kişiliğinden ödün vermeden, kırmadan, öldürmeden çok güzel bir direniş sergilemiş. Özellikle bu tavrından çok etkilendim. Hayranlık uyandırıcı.
"Asi değilim. Zalim de değilim. Ben bir isyan değil, direniş başlattım" sözü de Gandhi'nin sınırlarını ve amacını yeterince belli etmiş.
Kitapta Gandhi'ye ait bir dua yer alıyor, öyle güzel bir dua ki odamın duvarına astım. Sırf o duadan etkilendiğim için almıştım kitabı. İyi ki de almışım. Gandhi okunmalı, anlaşılmalı, örnek alınmalı diye düşünüyorum.
Bu kitaptan sonra Bhagavad Gita'ya geçiş yaparsanız Gandhi'nin ruhani huzurunu ve sakinliğini siz de tadabilirsiniz...

Bence bu kitap herhangi bir işte umutsuzluğa düşenin okuması gereken bir kitap. Yüzlerce çalışmanın sonunda bile başaramadıklarını anladıklarında vazgeçmemişler çalışmalarından. Eğer onlar o zorlu hayat koşullarında bile başardılarsa asla yapılamayacak bir şey yoktur kanaatimce.