İstanbul, Heybeliada doğumlu Petros Markaris, 1965 yılında yazdığı Ali Reco'nun Öyküsü'yle edebiyat dünyasına adım attı. Ardından daha çok sahne sanatları ve sinemayla ilgilendi; Kral İbu'nun Destanı, Atlar gibi oyunlar yazdı, ünlü yönetmen Theodoros Angelopulos'un 1936 Günleri, Büyük İskender, Leyleğin Geciken Adımı, Ulysse'in Bakışı filmlerinin senaryolarını kaleme aldı. Polisiye türe ilk olarak Yunan televizyonunda üç yıl kesintisiz oynayan Bir Cinayet Anatomisi'nin senaryosunu yazarak adım atan Markaris, daha sonra Komiser Haritos'un baş kahramanı olduğu, Gece Bülteni ve Alan Savunması adlı romanları kaleme aldı.
Eylül ayı etkinlik planım
Eylül ayını hiç sevmezken🥴🥴🥴, yazın bitmesine üzülürken😔😔😔 biraz kendime heyecan oluşturmak adına, kütüphanemi de yeniden düzenlerken arada beklettiğim kitapları da bulmuşken😅😅😅 kendim için*** hepsi ölmeden önce okunması gereken 1001kitap arasında olan, uzun süredir okumak istediklerimi eklediğim kendi kendime 1etkinlik🥳🌸✨
1***Gençlik-Çocuk Kitabı:
Ve böylece Petros Markaris'in Türkçe'ye çevrilmiş romanlarını okuyup bitirmiş oldum. Alan savunması ve batik kredilerden sonra üçüncü kitap bu kitaptı.
Diğer polisiyeler gibi son derece akıcı, merak uyandırıcı, keyifli bir okuma oldu yine. Konser Kostas Haritos bizi yine mükemmel bir kurgunun içine bıraktı. Kendisi ekonomist olduğu için sanırım, bu romanda da ekonomi bağlantıli cinayetler içinde bulduk kendimizi. Roman boyunca ilerki sayfaları karıştırıp merak ettik katili. Bol bol Atina sokaklarında gezdik. Türkiye ile Yunanistan arasındaki benzerlikleri tanık olduk. İzmir ile Atina arasındaki iklimin aynı olduğunu, trafiğin benzerligine şaşırmadık. Sabahlari gevrek yerine kruvasan yedik, bol bol kahve içtik, sulu kahve. Akşama doğru karnimiz acıkınca suvlaki ile bastırdık açlığımızı. Ama akşam domates dolması ile ziyafet çektik. Eline sağlık Adriani abla.
Ben çok büyük keyif aldım yine. Diğer polisiyelerden daha akıcı olduğu, dili son derece temiz olduğu için seviyorum galiba Markaris'i. Bir de bana hep buraları hatırlattığı için.
İyi okumalar...
Polisiye türünün en iyi örneklerinden birini okudum. İstanbul Heybeliada doğumlu olan
Petros Markaris ' in Türkçe'ye çevrili üç kitabı var. Hep elime alırdım kitapları, ama bırakırdım hemen. Elimi yakardı kitaplar, pahalıydı yani. Ama 7 lira kampanyasında gorunce, almamak aptallık olurdu. Çünkü bayağı bir bilgi sahibiydim kendisi hakkında.
Gelelim
Öncelikle polisiye tarzında yeni yeni okumalar yapıyorum. Üzerine bir de Yunan edebiyatı olunca çok değişik bir okuma oldu benim için.
Açıkçası kitabı okumaya başlamadan önce acaba başka bir kitaba mı başlasam diye düşünmedim değil. Ama nihayetinde bu kitaba bir şans verdim iyi ki de vermişim.
Olayların komşumuz Yunanistan da geçmesine rağmen kültürlerimiz arasında o kadar benzerlikler var ki sanki Türkiye’de geçiyor gibi bir his yarattı bende. Hele romanda çoğu yerde vurgulanan o trafik sorunu yok mu romanı okurken trafikten siz bunalıyorsunuz. :)
Olaylarımız romanımızın başkarakteri Baş komiserin etrafında yoğunlaşıyor.Baş komiserin aile ilişkileri, iş ilişkileri, cinayetleri çözmek için uyguladığı taktikler gibi.
Kitabın dili çok akıcı kesinlikle herhangi bir tıkanma veya fazlalık gibi görünen yer yok.
Konuya gelecek olursak Yunanistan’ın ekonomik sıkıntılar yaşadığı dönemde, Finans sektöründe yaşanan ölümler (cinayetler) işlenmiş. Sosyal Güvenlik Sistemine ve Hukuk Sistemine dokundurmalar var.
Bu konu o kadar ilginç bir şekilde Spordaki doping olayına vs. bağlanıyor. (spoiler vermemek için daha fazla detaya girmek istemiyorum) ki gerçekten ilginç konuları usta bir şekilde bir araya getirmiş yazar.
Genel olarak kitap akıcıydı. Ben zevk alarak okudum sadece sonu bir tık daha iyi olabilirdi belki.Biraz daha ters köşe olmayı beklemiş olabilirim.
Herkese iyi okumalar.
Batık KredilerPetros Markaris · Can Yayınları · 201762 okunma