Rob Buyea, Massachusetts’e taşınmadan önce altı yıl boyunca Bethany, Connecticut’ta üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencilerine ders verdi. Şimdi eşi ve üç kızıyla burada yaşıyor. Northfield Mount Hermon Okulunda biyoloji öğretmenliği ve güreş koçluğu yapıyor. Sınıftan Yükselen Sesler onun ilk romanı.
Ömer Gezen' e ve tüm dostlara teşekkür ederim.Sizler de bu anlamlı harekete katılmak isterseniz #51007323
{Liste Güncellenecektir. Yoruma Siz de Sevdiğiniz İncelemeleri İliştirebilirsiniz.}
*Gülnaz Eliaçık
Birkaç aydır instagramda keşfettiğim ve burada da takip edildiğini gözlemlediğim “evladımsanadiyorum/ Alternatif Eğitim Okumaları” grubuyla birlikte eğitim okumaları yapmaya gayret ediyorum. Bu vesileyle hem branşım adına teknik, hem çocuk psikolojisini temel alan çocuk-aile-öğretmen-çevre ilişkileri üzerine kurmaca metinler okuyorum. Aslında
Herkese merhaba! Bugün "Sınıftan Yükselen Sesler" 'i inceleyeceğim.
Öncelikle bu kitap okulun verdiği ve bizi okumakta zorunlu kıldığı kitaplardan biriydi. Ama üç seferdir güzel kitaplar verdiklerini çıkarmış oldum böylece sonuç olarak.
Konusuna gelecek olursak bir sınıf var. Ve sınıfın her bir öğrencisinin bir sıkıntısı var. Yani ailelerinden kaynaklanan. En azından kızların diyebiliriz. Ve bu sınıfa bir öğretmen geliyor. Onun gene aynı tip öğretmen olacağını düşünüyorlar. Ama aksine, öğretmen onlara o kadar çok şey öğretiyor ki. Duygularımı tutamadım. Her zamanki gibi.
O kaza bile o kadar güzel anlatılmış ki. Kitabın yarısı zaten kaza anından sonraki duygulardan bahsediyor. Her öğrencinin öğretmenleri için yaptığı söyledikleri değerlendirmeleri içine alıyor. Açıkçası bu öğretmen küsleri barıştırmış, kaybedilen aile, arkadaşlık ve sınıf ortamını yeniden yaratmıştır.
Bitirdikten sonra kalbime sımsıkı bastırmak istedim. Çünkü bu kitap ile kalbim, çocuk seslerinin bıraktığı günaydın güzelliği...
Evet okurken kendimi sınıfta gibi hissettim.
Ayrıca çocuklarımı ne kadar çok özlediğimi bir kez daha duyumsadım. Belki de bu yüzden sık sık gözlerim doldu.
Bu kitabın bana anımsattığı en önemli şey "suçlamanın ne kadar yersiz ve işlevsiz" bir davranış olduğu... Üstelik oldukça yaralayıcı.
"Senin hatan değil."
"Senin suçun değil."
İyileştirici nitelikte bir cümle.
Üstelik karşı tarafın sorumluluğu eline kendiliğinden almasını sağlıyor.
Nasıl da sihirli!
Suçlanıp utancın bataklığına sürüklenen bütün çocuklara ulaşıp "Senin suçun değil." diye fısıldamak istiyorum.
Umarım bu kitap annelere, babalara, öğretmenlere ulaşır.
Not: Sınıfta öteki çocuklar için ne yapacağıma dair harika fikirler edindim. Bunu mesleki gelişimimi not ettiğim bir deftere yazacağım.
Çünkü her öğretmen, okulun daha adil, herkes için kucaklayıcı bir ortam olması için mücadele etmelidir.
Kucak dolusu sevgiler!