Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Steven Runciman

Steven RuncimanHaçlı Seferleri Tarihi yazarı
Yazar
9.0/10
35 Kişi
108
Okunma
7
Beğeni
2.271
Görüntülenme

En Beğenilen Steven Runciman Gönderileri

En Beğenilen Steven Runciman kitaplarını, en beğenilen Steven Runciman sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Steven Runciman yazarlarını, en beğenilen Steven Runciman yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 saatte okudu
İstanbul'un fethiyle ilgili olarak bugüne kadar okuduğum kitapların tamamı bizler tarafından yazılmış ve tek taraflı anlatımdan ibaretti. Ama bu kitap, bizden olmayan biri, bir Hristiyan tarafından yazılmış olup, kuşatma ve fetih sırasında diğer tarafta yani o zamanki adıyla Konstantinopolis'te olan olayları da beraber anlatıyor. Kitap, bir tarih kitabı olması ve çok geniş kapsamlı yazılmasına rağmen muhteşem ötesi bir akıcılık ve sürükleyicilik içinde okunuyor. Yazar, hem fetih öncesinde, hem fetih sırasında ve hem de fetih sonrasındaki gelişmeleri çok ayrıntılı bir şekilde bize aktarıyor. Hele fetih sırasındaki aktarımlar o kadar sürükleyici ki yazar gelişmeleri, gün gün, saat saat, hatta dakika dakika, adeta bir naklen yayın spikeri edasıyla yansıtmış. Yazar kitabı yazarken , aralarında olayı direkt yaşayan Bizanslı tarihçiler ve İslam tarihçileri de dahil olmak üzere, konuyla ilgili yazılan çok fazla kaynaktan yararlanmış. Bundan dolayı da kitap için, fetih konusunda bugüne kadar yazılmış en kapsamlı kitap olma özelliği taşıyor da diyebiliriz. Yazar, olaylara objektif olarak yaklaşıyor ama ne kadar objektif olmaya çalışsa da , karşı tarafın bir ferdi olduğundan dolayı zaman zaman duygularını da hissettirdiği yerler az değil. Başlı başına muhteşem bir bilgi hazinesi olan bu kitabın, özellikle konuya ilgi duyanların, olaya farklı bir bakış açısından da bakmak isteyenlerin, tarih okumayı sevenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Konstantinapolis Düştü 29 Mayıs 1453
Konstantinapolis Düştü 29 Mayıs 1453Steven Runciman · Doğan Kitap · 201150 okunma
Reklam
Yorulmak bilmez bir gayretle icra ettiği seferler ve her fırsattan yararlanmak sayesinde kral Baudouin tevarüs etmiş olduğu çürük organizasyonu, bütün tarihi Filistin eyaletini içine alan sağlam bir devlet haline yükseltmişti. Pençesine geçmekten kurtulmuş olan sadece Askalan ve Sûr'un istisnasiyle kuzeyde Beyrut'dan güneyde Bi'rsebâ'ya kadar bütün ülkeyi hâkimiyeti altında tutuyordu. Ürdün doğu sınırını teşkil ediyor, Arabistan'dan çıkan yolları kontrol altında tutmak için ise güney doğuda düşman arazisi içine, derinliğine ileri karakollar kurmuş bulunuyordu. Frank doğudaki hristiyan kardeşlerinin hepsi de onun yüksek hâkimiyetini tanımaktaydılar; müslüman komşularının da hürmet ve itibarını kazanmıştı.
Sayfa 82 - TÜRK TARİH KURUMUKitabı okudu
Müttefikler Arsûf dan Kaysariye üzerine yürüdüler. Burasının kuşatılması 2 mayısta başladı. Şehir garnizonu eski ve bizans devrinden kalma surlarına güvenerek teslim olma önerisini kabul etmedi. Fakat 17 mayısta şehir hücumla zaptedildi. Muzaffer birliklere şehri istedikleri gibi yağmalamak müsaadesi verildi. Ancak yapılan zulüm ve tahribat hatta haçlı reislerini bile kızdırdı. En zalimce katliam bir zamanlar Herodes Agrippa'nın sinagogu olan şehrin ulucamiinde yapıldı. Ahalinin bir çoğu oraya sığınmış, canlarının bağışlanmasını yalvarmaktaydı; fakat bunların hepsi de, kadın olsun erkek olsun, hiç fark gözetilmeden boğazlandı; öyle ki, camiin döşemesi akan kanlardan göl halini aldı. Bütün şehir içinde sadece yüksek miktarda kurtuluş parası koparmak için bizzat Baudouin'in kurtarmış olduğu bir kaç genç kız, küçük çocuk, şehrin belediye reisi ve garnizon kumandanı canlarını kurtara bildiler. Gösterilen vahşice zulüm bir maksada dayanıyordu: Baudouin, kendisine itaat edenlere karşı sözünü tuttuğunu, fakat başka türlü hareket edenlere hiç acımadan kıyacağını bu suretle ilân etmek istemişti. Baudouin bir mısır ordusunun Filistin'e girmiş olduğunu haber aldığı zaman, anlaşma gereğince ganimeti taksim edip şehre bir frank garnizonu yerleştirmeye ancak zaman bulabilmişti.
Sayfa 60 - TÜRK TARİH KURUMUKitabı okudu
Sultan Orhan 1362 yılında öldüğü zaman Türkler Batı Trakya'da iyice yerleşmişlerdi. Hükümdarlığı sırasında Osmanlıların Asya'daki toprakları genişlemişti. Fakat bu genişleme savaştan çok çeşitli Türk boylarının bu güçlü devlete gönüllü olarak katılması ile meydana gelmişti
Osmanlı beylerine Sultan unvanının verilişiyle ile ilgili olarak elimizde o dönemden kalan eski bir yazıt vardır. Osman'ın oğlu Orhan tarafından Bursa'da bir camiye konmuş bir yazıtta şöyle denmektedir" Sultan, gaziler sultanının oğlu; gazi ,gazilerin oğlu ,ufukların bekçisi dünyanın kahramanı"
Sayfa 41 - Doğan KitabeviKitabı okudu
Reklam
Fatih Sultan Mehmet'in Türk ve Rum tebasını etkilemek gayesi ile ailesinin Konya'ya göç ederek orada İslamiyeti kabul edip bir Selçuklu prensesi ile evlenmiş Komnenos sülalesinden bir prens olduğu teorisi desteklendiği söylenir. Bu efsane ve söylentilerin hiçbir kökü dayanağı yoktur
Sayfa 41 - Doğan KitabeviKitabı okudu
..Böylece bizim de sonumuz geldi; günlerimiz tükendi, sonumuz geldi..
Sayfa 366 - TÜRK TARİH KURUMUKitabı okudu
153 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.