Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Steven Runciman

Steven RuncimanKonstantinapolis Düştü 29 Mayıs 1453 yazarı
Yazar
9.0/10
35 Kişi
108
Okunma
7
Beğeni
2.269
Görüntülenme

Steven Runciman Gönderileri

Steven Runciman kitaplarını, Steven Runciman sözleri ve alıntılarını, Steven Runciman yazarlarını, Steven Runciman yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
240 syf.
9/10 puan verdi
·
26 günde okudu
İstanbul
. Kitapta öncelikle Bizans'ın durumunu ve Osmanlının yükselişini görüyoruz. Yazar bilhassa Bizans ve batı arasındaki uyumsuzlukları, anlaşmazlıkları çok iyi anlatmış. Gelişen Osmanlının inkişafı ve fetih hazırlıkları da yine iyi izah edilmiş. Kitapta Sultan II. Mehmet'in durumu ve fethin gidişatı da yine iyi izah edilen kısımlar arasında. Her iki taraf için de bir olumlu bir olumsuz şekilde ilerleyen fethin neticesini ve Sultanın çıkan olumsuzluklarla nasıl başa çıkacağını merak ediyorsunuz. Velhasıl fethin neticesini açık kalan kapı teorisine bağlasa da benim beğenerek okudum bir kitap oldu. Özellikle İstanbul'un fethini batılı bir yazardan öğrenmek isteyenlere tavsiye ediyorum. .
Konstantinapolis Düştü 29 Mayıs 1453
Konstantinapolis Düştü 29 Mayıs 1453Steven Runciman · Doğan Kitap · 201150 okunma
Haçlı seferleri doğu hristiyanlık âlemini müslümanlardan kurtarmak için canlandırılmıştı. Sona erdiklerinde doğu hristiyanlık âlemi tümüyle müslüman hâkimiyeti altında bulunmaktaydı. Papa Urbanus, Clermont'da büyük vaazını verirken Türkler Boğaziçi'ni tehdit etmek üzereydiler. Papa Pius II. sonuncu haçlı seferini vaazederken Türkler Tuna'yı geçmekteydiler. Rodos 1523'de düştü ve mısır ve ceneviz savaşlarıyla tahrip olunup nihayet Venedik tarafından ilhak edilmiş olan Kıbrıs 1570'de Türklerin eline geçti. Böylelikle haçlı seferi hareketinin son meyveleri de yitip gitti. Batılı istilacılara kalan, Venedik'in zar zor elinde tuttuğu bir avuç yunan adasından ibaret kaldı. Türk ilerleyişi hristiyan âleminin müşterek gayretleriyle değil, doğrudan doğruya tehdit altında olanların, yani Venedik ve Habsburglar devletinin aldıkları tedbirlerle durdurulurken, kutsal savaşın bir zamanki bayraktarı Fransa israrla inançsızları destekliyordu. Osmanlı devleti, sahip olduğu büyük topraklar üstünde işe yarar bir idareyi ayakta tutamadığı için inkiraza başlamış ve nihayet komşularının ihtiraslarına karşı koyamayacak ve hristiyan tebasının, bağımsızlıklarını ortadan kaldırmak için haçlıların öylesine büyük çaba harcadıkları şu doğu kiliselerinin korumuş olduğu milliyetçilik faaliyetlerini bastıramayacak duruma düşmüştür.
Sayfa 396 - TÜRK TARİH KURUMU III. CİLTKitabı okudu
Reklam
30 ağustosta, hristiyanlar Kaysâriye'ye yaklaşırlarken, iki ordu birbiriyle daha yakından temasa geldi. Bundan sonra artık her gün şiddetli çarpışmalar vuku bulmaya başladı. Ancak Richard ordusunu inat ve ısrarla ilerletmekteydi. Şimdi, genellikle artçılar yanında çarpıştığı halde arada sırada bütün orduyu at sırtında dolaşıp adamlarını teşcî ve ilerlemeye teşvik ederken Richard gerçekten en kudretli özelliğini gözler önüne sermekteydi. Etraf sıcaktan kasılıp kavruluyor, ağır donanımlı ve şiddetli güneşe alışık olmayan Avrupalılar güneş çarpması neticesinde bir çok kayba uğruyorlardı. Pek çok kimse bayılıp yere düşüyor ve düştüğü yerde öldürülüyordu. Malzeme taşıyan arabaların arkasında kalmış olan Bourgogne dükü ve fransız birlikleri az kalsın imha olunayazlardı; ancak çarpışa çarpışa kendilerini kıl payı kurtarabildiler. Bütün ordu muntazam aralıklarla ve yüksek sesle Sanctum sepulchrum adiuva (Ey Kutsal Mezar, bize yardım et!) duasını göklere yükselterek hiç durmadan ilerlemekteydi.
Sayfa 48 - TÜRK TARİH KURUMUKitabı okudu
..Böylece bizim de sonumuz geldi; günlerimiz tükendi, sonumuz geldi..
Sayfa 366 - TÜRK TARİH KURUMUKitabı okudu
Yorulmak bilmez bir gayretle icra ettiği seferler ve her fırsattan yararlanmak sayesinde kral Baudouin tevarüs etmiş olduğu çürük organizasyonu, bütün tarihi Filistin eyaletini içine alan sağlam bir devlet haline yükseltmişti. Pençesine geçmekten kurtulmuş olan sadece Askalan ve Sûr'un istisnasiyle kuzeyde Beyrut'dan güneyde Bi'rsebâ'ya kadar bütün ülkeyi hâkimiyeti altında tutuyordu. Ürdün doğu sınırını teşkil ediyor, Arabistan'dan çıkan yolları kontrol altında tutmak için ise güney doğuda düşman arazisi içine, derinliğine ileri karakollar kurmuş bulunuyordu. Frank doğudaki hristiyan kardeşlerinin hepsi de onun yüksek hâkimiyetini tanımaktaydılar; müslüman komşularının da hürmet ve itibarını kazanmıştı.
Sayfa 82 - TÜRK TARİH KURUMUKitabı okudu
Müttefikler Arsûf dan Kaysariye üzerine yürüdüler. Burasının kuşatılması 2 mayısta başladı. Şehir garnizonu eski ve bizans devrinden kalma surlarına güvenerek teslim olma önerisini kabul etmedi. Fakat 17 mayısta şehir hücumla zaptedildi. Muzaffer birliklere şehri istedikleri gibi yağmalamak müsaadesi verildi. Ancak yapılan zulüm ve tahribat hatta haçlı reislerini bile kızdırdı. En zalimce katliam bir zamanlar Herodes Agrippa'nın sinagogu olan şehrin ulucamiinde yapıldı. Ahalinin bir çoğu oraya sığınmış, canlarının bağışlanmasını yalvarmaktaydı; fakat bunların hepsi de, kadın olsun erkek olsun, hiç fark gözetilmeden boğazlandı; öyle ki, camiin döşemesi akan kanlardan göl halini aldı. Bütün şehir içinde sadece yüksek miktarda kurtuluş parası koparmak için bizzat Baudouin'in kurtarmış olduğu bir kaç genç kız, küçük çocuk, şehrin belediye reisi ve garnizon kumandanı canlarını kurtara bildiler. Gösterilen vahşice zulüm bir maksada dayanıyordu: Baudouin, kendisine itaat edenlere karşı sözünü tuttuğunu, fakat başka türlü hareket edenlere hiç acımadan kıyacağını bu suretle ilân etmek istemişti. Baudouin bir mısır ordusunun Filistin'e girmiş olduğunu haber aldığı zaman, anlaşma gereğince ganimeti taksim edip şehre bir frank garnizonu yerleştirmeye ancak zaman bulabilmişti.
Sayfa 60 - TÜRK TARİH KURUMUKitabı okudu
Reklam
153 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.