Yüz defa kendimi öldürmek istedim ama hayatı hâlâ seviyordum. Bu gülünç zaaf belki de en uğursuz eğilimlerimizden biridir; zira her an fırlatıp atmak istediğiniz bir yükü sürekli taşımaya devam etmeyi istemekten daha ahmakça ne olabilir ki?
— Nasıl olur? dedi Sadık. Suçların ve felaketlerin olması, iyi insanların başına felaketler gelmesi şart mı yani?
— Kötüler, diye cevap verdi Jesrad, daima mutsuzdurlar. Onlar dünya üzerinde bulunan az sayıdaki adil insanı sınamaya yararlar. İyiliğin doğmasına vesile olmayan kötülük yoktur.
— Fakat, dedi Sadık, ya sadece iyilik olsaydı ve hiç kötülük olmasaydı?
— O zaman, diye cevap verdi Jesrad, bu dünya başka bir dünya olurdu ve olaylar zinciri başka türlü bir bilgelik zinciri olurdu. Bu mükemmel düzen ancak kötünün yakınına dahi gelemediği yüce varlığın ebedi mekânında olabilir.
Hakikati arayacak her kim olursa olsun zulüm görecek. O halde karanlıklar içerisinde tembel tembel oturmalı mı? Yoksa hasedin ve iftiranın kendi meşalelerini yeniden yakmak için kullanacakları bir meşale mi yakmalı?