Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yusuf Şevki Yavuz

Yusuf Şevki Yavuzİslam'da İnanç Esasları yazarı
Yazar
Çevirmen
Editör
8.7/10
27 Kişi
270
Okunma
4
Beğeni
3.235
Görüntülenme

undefined Yusuf Şevki Yavuz Sözleri ve Alıntıları

undefined Yusuf Şevki Yavuz sözleri ve alıntılarını, undefined Yusuf Şevki Yavuz kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İslamiyet korkuya değil sevgiye, merhamete, affediciliğe ve selamete dayanan bir dindir.
Sayfa 164
Reklam
"Bilmek başka şey, inanmak başka şeydir." Bilmek zihnin fonksiyonudur. İnanmak zihni fonksiyona iradenin de katılmasıdır. İman bilgi ile sevginin bir araya gelmesinden doğar.
Tesadüf değil TEVAFUK .
Allah,(cc) alemlerin Rabbidir, yâni yaratıcısı, geliştiricisi ve yöneticisidir. Gökten yağmuru indirerek toprağı sulayan, canlandıran, meyve, tahıl ve bitkileri bitiren O'dur. O alemi belli bir amaca ve plana göre yaratmıştır. Alemde amaçsız ve gayesiz hiç bir şey yoktur.
Sayfa 26 - DİB yayınları
Tutuşturabildikleri bir kibrit çöpü ile kıtayı aydınlattıklarını sanmışlar, ellerindeki basit el fenerinin aydınlığı ile bütün kainatı gördüklerine inanmışlar.
Reklam
Kur'an, bilenleri över, bilgisizleri ve doğru bilgi olmaksızın hüküm verenleri ise yerer.
Sayfa 20 - DİB yayınları
Müslüman basireti açık insandır.Dini, dindarlığı fevkalâde hadiselerde,sihirli ve mucizeli görünümlerde aramaz. Vahyin aydınlattığı akıl yoluyla açıklanamayan konuları dinden saymaz.
Vicdan ancak dinin kılavuzluğu ve manevî müeyyidenin desteği altında doğru yolu bulup izleyebilir.
İslamiyet korkuya değil sevgiye, merhamete, affediciliğe ve selamete dayanan bir dindir.
Sayfa 164
Reklam
"İslam, aşikar ve meydanda olandır. İman ise kalptedir." (Ahmet b. Hambel, el-Müsned)
Sayfa 55 - DİB yayınları
"Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi haktan ayırma. Bize kendi tarafından rahmet ihsan et. Sonsuz lütuf sahibi sensin, sen!" Âl-i İmrân 3/8
Allah’ın varlığı, aklı yerinde olan ve onu kullanmak isteyen kimseler için nasıl tabii bir şey ise O’nun birliği de tabii ve kaçınılmaz bir gerçektir. Bu gerçeği sezmekte insanın karşısına çıkan iki engel var: Akıl nimetinden mahrum olmak veya akla sahip olduğu halde onu kullanmamak.
Görülmüş ve tecrübe edilmiştir ki karıncasından devesine, su kabarcığından gök kubbesine, sivrisineğinden yıldızına kadar her şey, bütünüyle tabiat belli bir plan, program ve gayeye göre olmakta, oluşmakta, değişmekte, yenileşmektedir. Aksaması, bozulması olmayan bu ahenk, bu nizam nasıl teşekkül(belli bir varlık kazanma ve biçim kazanma) etmiştir?
Sayfa 64 - Çamlıca Yayınları
Tembellikleri, menfaatleri, aşağı arzularının baskısı sebebiyle irade zaafına düşenler de Allah'ı inkar etmişlerdir. Gerçeği duymak istemedikleri için kulaklarını tıkamışlar, anlamak istemedikleri için akıllarını dondurmuşlardır. Onlar, bu hali zaman içinde tamamen benimseyerek karakter haline getirmişler ve âdeta insanî tabiatlarını değiştirmişlerdir.
314 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.