Üç şubesiyle birlikte hürriyet anlayışını bugünkü sistemler ancak büyük Fransız İhtilâlinden sonra kavrayabilmiştir. Halbuki İslâm ondan tam 11 asır önce bu düşünceyi ortaya çıkarmıştır.
İslâmda dinle devletin arası hiç bir zaman için ayrılmaz. Dünya da, ahiret de dinin sahası içindedir. Cemiyetle devlet dairesi arasında ayrılık yoktur.
Batı kültürünün tesiri altında kalan bu yarı aydınların iddialarına göre, İslâm bir dinmiş... Din ise Allah'la kul arasındaki bir şey olup devletle, idareyle hiç bir alakası olmazmış... Fakat siz onlara diyecek olursanız ki; İslâm'ın ana kaynağı Kur'an'dır. O'nun içinde islâm mevzuunda verilecek hükümlerin Kur'an da bulunması gerekir. Sizin şu iddianızın Kur'an ve hadiste yeri var mıdır. Lütfen söyler misiniz? Adamlar ya dillerini yutmuşcasına susmak mecburiyetinde kalırrlar, yahut da bir yığın saçmaları tekrarlayıp dururlar. Aslında onların köklü bir dayanakları yoktur. Bütün bildikleri batı kültürü ve dolayısıyla da kilise ile devleti birbirinden ayırdetmeye dair fikirlerden ibarettir. Bunlar o kadar Avrupa kültürünün tesiri altında kalmışlar ki, tekrarladıkları «dinle devletin birbirinden aynılması nazariyesini bütün memleketlerde tatbik etmeye çalışırlar
Yeni yetişen müslüman neslin, hadisin de Kur'an'dan sonra ikinci derecede kuvvetli hüküm olduğunu bilmiyecek kadar islami anlayışlarına çok üzüldüm doğrusu...
Tevhid Ocağı
Tek olan Allah'ın emri ,
Resulü Kibriya Aleyhissalatu Vesselam 'ın yolu üzerine olmaktır TEVHİD.
Ehli Beyt'in, Ashabı Kiram'ın sevgisi ile yorulmaktır
Tevhid Ocağı
Tek olan Allah'ın emri ,
Resulü Kibriya Aleyhissalatu Vesselam 'ın yolu üzerine olmaktır TEVHİD.
Ehli Beyt'in, Ashabı Kiram'ın sevgisi ile yorulmaktır TEVHİD.
Müslümanın
Abdulkadir Udeh
Kitap 1970'lerin ortasında basılmış, şu an güncel baskısı olmayan bir kitaptır. Önceleri İngiliz sömürgesi etkisiyle din devlete karışmaz diyen bir hukukçu olan
Seyyid Kutub gibi bazı insanlarda hapis veya göz hapsinde tutulmuştur.
Udeh, bu kitabında İslam şeriatını her yönden incelemiş, İslam şeriatının, Batı hukukundan ve medeniyetinden çok daha önce getirdiği nizamın batının getirdiği hukuk ve medeniyetin üstün olduğunu ayetler ve delillerle ispatlamıştır. Günümüzde din ve devlet birbirine karışmaz, din ve devlet ayrıdır diyen insanlara kitabın içerisinde cevap vermiştir. İslâm şeriatına ve hukukunun üstünlüğünü net bir biçimde anlattığını düşünüyorum. Küçük ama içeriği dolu hacimli bir eserdi, 10/10 bir kitaptı. Keşke günümüzde yeniden basılsa da Müslümanlar ve daha birçok kişi bu kitaba ulaşıp, okuyabilse...
İslam ŞeriatıAbdulkadir Udeh · Nur Yayınları · 19693 okunma
Hamd Allah'adır.
Eseri ne ara aldığımı hatırlamıyorum.Ve kitabın baskısından dolayı basit gördüm eseri ki hiç beni cezbetmedi.
Bugün 'Okuyacağım ya.Kitaplikta okunmamış kitabin olması bana ayıp olarak yeter' deyip bi güzel gaza getirdim kendimi.
Ve iyi ki okudum..Hasan el Bennanin yegane arkadaşı oluyor bu eserin sahibi.Mısırda 20.yüzyılın başlarında yaşanan olaylar müslümanların aleyhine işledigi için hakiki iman sahiplerine mucadele ve imanlarını ispat noktasında büyük iş düşüyor.
Velhasıl o dönemden Hasan el Bennayi ve Seyyid Kutubu iyi tanırız.Bir yenisi daha eklendi ki o da bu eserin sahibi Abdulkadir Udeh'tir.Bennadan sonraki müslümanların halifesi...
İslam kendisine yuva istiyor.
Ahlâk ve ibadetten ibaret saydığımız İslam sahiplenilmek istiyor.
Onu sahiplenenin şerefi artar.
Onu sahiplenen toplulugun huzuru artar.
Taşkınlıklar fitneler usulsüzlükler son bulur.
Eserde deginilen bariz mevzu 'İSLAM NİZAMINDAN GAFİL MÜSLÜMANLARIN UYANMALARI' nı sağlamaktır.
Kitabı okumadan evvel sağlam bir altyapı oluşturmak şart. Öncelikle dünya hukuk tarihine dair en az iki kitap ciddiyetle okunmalı bence.
Çünkü yazar genel olarak şu yolu izliyor: İslam hukukuna dair bir kavram veya ilke anlatıyor. Daha sonra modern hukukta aynı kavram veya ilkenin nasıl yer aldığını sunup karşılaştırmalar yoluna gidiyor ve modern anlayıştan çok daha önce bahsi geçen ilkenin islam hukukunda yer aldığını söylüyor.
Ancak islam hukukundan önce o kavramın diğer hukuk sistemlerinde olup olmadığına dair bir şey söylemiyor. Bu kitabın en ciddi eksiği bence. Sadece islam ve modern hukuk karşılaştırması yetersiz kalıyor bu yönüyle. Bu sebeple hukuk tarihinde biraz dirsek çürütmek şart bence. Özellikle bu ilkelerin ne zaman ve nerede ilk olarak kullanıldığını, tarih boyunca nasıl bir gelişim süreci izlediğini bilmek daha iyi olabilir.
Yine ayrıca bu kitabı okumadan en az iki islam hukukuna giriş kitabı okumak lazım. Böylece kitaptaki birçok kavramla ilk defa karşılaşmamış olursunuz. Aksi takdirde kitap yarıda bırakılmaya aday bir eser haline gelebilir.
Serinin ilk kitabı olduğu ve genel anlamda ilkeler ve esaslar üzerinde durduğu için çok fazla cezalar arası karşılaştırma yok. Örneğin kısas cezasının hapis cezasına üstünlüğünü, hırsızlık cezasının hapis cezasına üstünlüğünü vs bu kitapta hiç savunmamış. Sanırım öteki kitaplarda bunlara girecektir. Serinin altyapısını oluşturmak ve yazarın konulara bakışını öğrenmek için bu kitap önemli ama şart mı onu bilmiyorum öteki kitabı incelersem söylerim.