"Birisinin hoşçakal demek için "daha sonra" sözcüklerini kullandığını hiç duymamıştım. Kaba, ters ve dışlayıcı bir etkisi var; sizi tekrar görmeyi ya da sesinizi duyup duymamayı hiç umursamayan birinin gizlenmiş kayıtsızlığıyla söylenmiş sanki." (Sayfa: 9)
*
"O gözlere asla uzun süre bakamazdınız ama niçin bakamadığınızı anlamak için bakmaya devam etmeniz gerekirdi." (Sayfa: 15)
*
"Biz tek bir çalgı için yazılmamışız; ne ben, ne de sen." (Sayfa: 18)
*
"Herkesin içini okuyordu, fakat onların içini net olarak okumasının nedeni, insanlarda baktığı ilk şeyin, kendisinde gördüğü ve başkalarının görmesini istemeyeceği şey olmasıydı." (Sayfa: 26)
*
"Bir insan başkasının düşünme tarzını, kendisi de zaten aynı düşünme tarzının aşinası değilse, nasıl sezebilir.?" (Sayfa: 27)
*
İyileşmek için kendimizden çok fazla şey veriyoruz ve 30'umuzda iflas ediyoruz. Her yeni birisine verecek daha az şeyimiz oluyor. Ama hiçbir şey hissetmemek için kendimizi hissiz yapıyoruz. Ne israf ama.
Her şeyi olması gerekenden daha hızlı iyileştirmek için kendimizden o kadar çok şey söküp atıyoruz ki, otuz yaşına geldiğimizde iflas ediyoruz ve yeni biriyle her başladığımızda sunacak daha az şeyimiz oluyor. Ama hiçbir şey hissetmemek için hiçbir şey hissetmemek - ne büyük kayıp!