Belki bize empoze edilenlerden, belki de merak duygumuzdan ileri gelen bir dürtü ile her şeyin şeffaf olmasını beklediğimiz bir çağdayız.
Fakat kitabı okuduktan sonra bu beklentinin çok da doğru olmadığını düşünmeye başladım. Her gün kullandığımız sosyal medya hesapları bu beklentiyi öylesine besliyor ki, bazılarımız işi başkalarının hayatına direkt müdahale etmeye kadar vardırıyor.
Teşhir etmediğimiz hiç bir şeye sahip olmadığımızı hissettiğimiz böylesi bir dönemde Şefffalık Toplumu hayata, siyasete, medyaya ve belki de günlük yaşamdaki insan ilişkilerine bakış açınızı değiştirebilir.
Kendimize sormamız gereken sorular var: Dünyanın geri kalanından beklediğimiz şeffaflığı kendi hayatımıza uygulayabilir miyiz? Özel alanımızdaki özgürlüğümüz ve kendimize ait odamızı şeffaflık beklentisi ile insanlarla paylaşmak ya da başkalarına ait her şeyi bilmek zorunda mıyız gerçekten?