Tüm bir günü bekleyerek geçiriyorum; bekleyerek ve düşünerek. Dalga dalga kabarıyor ve kayalara vuruyorum kendimi, acımasız, kaçınılmaz, fırtına bulutlarıyla kaplı bir göğün altında.
Mutlulukla tatmin farklı şeylerdi; tatmin, hissedemeyen insanların mutluluğuydu. Rahatlığı getirebilirdi ama ruhu getiremezdi, sağduyuyu getirebilirdi ama coşkuyu getiremezdi.
Sanki biriktikçe hayatını ağırlaştıran deneyimleriyle arasındaki, giderek uzayan bir kuyruk gibi peşi sıra gelen bağları bir makasla kesip atıvermişti ve şimdi önünde uzanan, henüz hiçbir yaşanmışlıkla damgalanmamış gelecekle istediği gibi yüzleşmekte serbestti.