Yazarı Erdal Öz'ün "Bu kitapta anlatılanlar, serüven dolu sürükleyici bir roman gibi de olunabilir. Ama acı ve hüzün yüklü bir kitap olduğu da bilinmelidir." Olarak ifade ettiği kitap benim için de tam da usta yazarın ifade ettiği gibi bir okuma deneyimi oldu. O kadar sürükleyici ve merak uyandırıcı idi ki kitabı elimden bırakmak istemedim. Bir o kadar da hüzün doluydu ki için burkuldu, gözlerim yaşardı, mideme kıramplar girdi.
Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan, Hüseyin İnan ve arkadaşları, devrimci hareket. Hep duyduğumuz isimler. Kimi gönülden minnet ile anar bu isimleri, kimi ise komünist, solcu hatta terörist der. Ama ben de dahil gerçek hikayelerini bilen çok azdır. Amerikan emperyalizmine karşı direnişe geçmiş, belki de bilim teknik ve hukuk gibi alanlarda ülkemizin geleceği olabilecek genç, zeki, eğitimli ve idealist gençlerin hayattan koparılmasını okuyoruz bu kitapta. .
"Gülün Solduğu Akşam, bir takım belgelerden yola çıkılarak yazılmış bir belgesel değildir. Cezaevindeyken tuttuğum notlarımdan, günlüklerimden, mektuplarından, anılarımdan yola çıkarak yazdığım bu kitabın tek doğrucu tanığı "ben" im. Tanıklıktır benim yaptığım, bir yazarın tanıklığı." diyor Erdal Öz kitabını bitirirken. Yazar cezaevi günlerinde bizzat onlar ile görüşmüş, anılarını dinlemiş, avukatları ve aileleri ile de görüşerek bu kitabı yazmıştır. Ben okudum, çok da beğendim. Düşünceniz , hayat görüşünüz ne olursa olsun bu kitabı mutlaka okumanızı öneririm. Kitabı Instagram canlı yayında 'Edebiyat Arası" programında tavsiye eden ve okumama vesile olan @muharremkasitoglu 'na teşekkür ederim.