Fethi Benslama Tunus Salakta 3 Ağustos 1961 doğumlu, Paris Diderot Üniversitesi, Psikanalist ve Profesördür.
1972 yılında Fransa'ya taşındı ve o Georges Devereux ile çalıştı Sosyal Bilimler İleri Araştırmalar Okulu'nda Paris VII ve Antropoloji Üniversitesi (EHESS), psikoloji ve psikopatoloji okudu. Klinik psikolog (1985-2000) olarak çalıştı. 1987 yılında analist olarak çalıştı. 2000 yılında Paris VII Üniversitesi'nde Öğretim Görevlisi oldu.
“Oku ilk emirdir. Ne okunacak? Levh-i Mahfuz. Yani üzerinde her şey yazılı olan belge. Bu okunacak bu belge insanın kendine aittir, peygamberin rüyasında kendinden kesilip alınmıştır. Dolayısıyla Okumak bu metnin deşifresidir. Yani gerçeği bulmak bu metni okumak anlamına gelir.”
Kaldı ki öznenin yapısını kuran, onun bir gruba kök salmasını sağlayan, onu önceki kuşaklara eklemleyen ve genel olarak daha iyi bir dünyada daha iyi bir durumda olma arzusuna yönlendiren idealler aynı zamanda aşırılıkların, dehşetlerin ve dile sığmaz yıkımların kaynağı da olabilir. 20. yüzyıl, ideallerin koskoca uygarlık alanları üstünde yoğunlaşmasının tetiklediği bir siyasal felaketler yüzyılı olmuştur. Bu bakımdan, Avrupa çok büyük bir insani bedel ödemiştir; büyük olasılıkla da uygarlık tarihinde en çok sayıda katil ve maktulün bir arada toplandığı alan olmuştur.
İslam, her yerde, silmeye çalışmadığı, daha ziyade -değişmez teolojik ve hukuksal çekirdeği hariç- kendisinin dönüştürülmesine izin vererek uyum sağlamaya çalıştığı kültürler üzerine gelip eklenmiştir.
Ölme arzusu, hatta zaten ölmüş olma arzusu cihat söyleminde sürekli yinelenen bir olgudur. Çünkü bir kişi zaten ölmüş olduğuna inandığında, onun başına gelebilecek en kötü şey, halihazırda iğrenç olarak gördüğü bugünün dünyasında yaşıyor olmaktır.
Kitabı internetten görerek okumaya karar verdim. Yazara göre kitabın amacı: "İslami kökeni Freudçu yapıçözüm diline tercüme etmek" tir. Konular, İslam'ın bireyin psikolojik yapısına etkilerinden ziyade, İslamın köken ve kavram açısından incelenmesi şeklinde ele alınmış. Bu inceleme yapılırken de öncelikle İbn Arabi olmak üzere, İbn Rüşd, Curcani hatta Mevlana gibi ilim adamlarından alıntılar yapılmış. Tespitlerin Freudyen bir bakış açısıyla yapılmış olması "baba" figürü ya da "tabu" gibi konuların detaylı bir biçimde ele alınmasını gerektirmiş gibi görünüyor. Günümüzde, Hristiyanlık ve Yahudilikle alakalı pek çok psikanaliz incelemesi olmasına rağmen, İslam'la alakalı yeterli inceleme bulunmuyor. Kitap, bu eksikliğin doldurulmasında pay sahibi olabilir.
Tek ve aynı nesnenin kendi benlik ideallerinin yerine geçmesi sonucunda birbirleriyle özdeşleşen topluluğun kendini kurban etmek, iftiralar, öldürme arzusu, dehşetin estetikleşmesi gibi Tanrı'nın kendilerinin imgesel bedene dönüşerek yansıdıklarını görüyor. Ataerkillik, yani atalardan kalma erkeksiliğin kadın bedenini hapsetme gibi kadınlığı çağrıştırabilecek her şeyi kökünden kazımaya uğraşmasıdır şeriat hukuku da buna açık örnektir. Kendileri üst-müslüman olarak görenlerin birkaç özelliğidir bunlar . Yazarın psikanaliz ile açıklamaya çalıştığı bastırılanın geri dönüşüne işaret ettiği birçok nokta var. Güncel haberlerin de etkisi var.
Ölüm SiyasetiFethi Benslama · İletişim Yayıncılık · 201921 okunma