Oysa Ekrem kalabalıktı. Bir sürü kardeşi,iki annesi,koyunları,çadırları,aşireti ve sözcükleri vardı. Her şeyden önce, rüyalarını kendi dilinde görmek istiyordu. Gitmek bir kurtuluş değil kelimelerine ihânetti. O yüzden kalacak, kaldıkça suya bakacak, baktıkça gözleri yırtılacaktı.
...
Yollara küsen Türk gözlerim, su kenarlarında Kürtleşiyordu.