Heinrich Mann kitaplarını, Heinrich Mann sözleri ve alıntılarını, Heinrich Mann yazarlarını, Heinrich Mann yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Asıl adı Raat olan bir lise öğretmeni fakat bütün kent ona Unrat diyor.
Unrat = Çöp demek
İsmine benzerliğinden dolayı ona takılmış olan bu lakap 26 yıllık öğretmenlik hayatında hiç değişmiyor. Aksine neredeyse gerçek adının yerini alıyor. İnsanlar, arkasından Unrat diye bahsetmeye o kadar alışmışlar ki bazen yüzüne karşı da öyle sesleniyorlar..
Öğrencileri tarafından bulunup takılan bu lakap, Raat'ı çok rahatsız ediyor öyle ki bu durumu takıntı haline getiriyor.. Tüm derdi kendisine böyle seslenenleri "enseleyip" cezalandırmak oluyor.. Bu "enseleme" olayı öyle bir hal alıyor ki sınıftan üç öğrencisini takip edip Mavi Melek adlı gazinoda yakalamaya çalışıyor.. Fakat gazinoda şarkıcı Rosa Frohlich ile tanışması hayatını tamamen değiştiriyor.. "Enselemek" için çıktığı bu yolda tam da Unrat'lığın hakkını vererek avcıyken av konumuna düşüyor ve nihayetinde kendi enseleniyor..
Kitabın ilk başlarında Profesöre üzülmüştüm sonuçta kim çöp olarak anılmak ister ki.. Ama Raat'ın içindeki öfkeyi dışa vuruş şekli, cezalandırmaktan haz alması, üstelik Lohmann adlı öğrencisini hiçbir sebep yokken takıntı haline getirmesi ve intikam almak için resmen kendini ve hayatını çöplüğe dönüştürmesi fikrimi değiştirmeme neden oldu.. Yani sonuçta ne ekersen onu biçersin.. Neyse kısacası okunulası güzel bir kitaptı.. Tavsiye ederim.. bu arada unutmadan #kitabınfilmidevar mış fakat ben henüz izlemedim..
Herkese keyifli günler bol okumalar dilerim..
Profesör UnratHeinrich Mann · Othello Yayınevi · 202132 okunma
Profesör Unrat, klasik edebiyattaki ve hatta genel olarak edebiyattaki en nevi şahsına münhasır karakteri için bile okunası bir klasik. Öyle bir karakter inşa etmiş ki Heinrich Mann, insan karakterine ilişkin nokta atışı tespitlere dayanan, bu bakımdan oldukça gerçekçi, aynı zamanda özellikle yazıldığı dönem düşünüldüğünde çok ileride ama bugün
Heinrich Mann'ın "Der Untertan" eseri, Wilhelmine toplumunu ve otoriter karakter tipini keskin ve hicivli bir şekilde ele alıyor. Diederich Heßling karakteri üzerinden, yazar döneminin zihniyetini ve güç ilişkilerini etkileyici bir şekilde ortaya koyuyor. Bu eser, sadece tarihi öneme sahip olmakla kalmıyor, günümüzde de ilgili ve öğretici olmayı sürdürüyor. Mann'ın derin analizi, edebi zekasıyla birleştiğinde, bu kitabı Alman edebiyatının vazgeçilmez bir klasiği haline getiriyor.
Seni sevmek...
Bir tutam gülüşe beni sevdiģini ömrü sığdırmakmış,
Her güne beni sevdiğini söylesin diye uyanmakmış,
Gözlerindeki kedere senden çok boğulmakmış..
"Bütün her şeyin içinde kesinlikle belli olan bir tek şey vardır," dedi, "en yüksek tepelere çıkmayı başaran biri, en geçilmez uçurumları da iyi tanır."
"Oldukça iyi yemin ederim- biliyorum ki, ahlâk denilen şey çoğu kez aptallıkla iç içedir. Yalnızca hümanist bir eğitim görmemiş olan kişi bundan kuşku duyar. Bunun yanında ahlâk, kendi ona sahip olmayıp, ondan kaçamayanları kolayca hükmü altına alan kişi için yararlıdır. Hatta, buyruk altına girenlerden ahlâklı olmalarının kesinlikle istenilmesi gerektiği bile ileri sürülüp kanıtlanabilir. Oysaki bu istek beni -dikkat edin!- hiçbir zaman, dar kafalı düşünenlerinkinden oldukça değişik ahlaki yasakları olan başka toplumlar da bulunabileceğini kabul etmem için kandıramamıştır."
“Eğer öğrencilerime klasik idealleri yalnızca boş masallar gibi anlatırsam, hayatımın -zaman zaman- bir değeri kalmaz. Hümanist bir aydın, daha düşük düzeydekilerin temelsiz ahlâki inançlarına, aklını kullanarak, muhtaç olmaz.”
"İnsanları tanımak demek istiyorum. Herkes beceremez bunu; zor ve acı veren bir iştir."
(...)
"Evet, acı verir. Ama, kendinize hizmet ettirebilmek, onları aşağılayarak hükmedebilmek için, kuşkusuz tanımış olmak gerek insanları."
Bizdən uca duran, dırnaqlarını bizə öpdürən dövlət! Ona qarşı çıxa bilmədiyimiz dövlət, çünki onu hamımız sevirik! Qanımıza işləyən dövlət, çünki biz onda öz tabeçiliyimizi görürük! Biz onun bir atomuyuq, gözəgörünməz bir molekuluyuq!..