keşke çentikler caka satamasa esmerliğimize
dekor bizi yemlemese, zehri paylaşmak zorunda kalmasak
senin yüzünden bu haldeyiz demiyorum
ancak niye gelip kış çaldın avurtlarıma
ben zaten gelmesen de bıçağın manasını biliyordum
durmak ve kıyaslamak
epey asgari şeyler
kıyamaz ki künyeye
dünyanın sefirleri
alkışın icadından beri koşuyorsun
hangi ömür seni bu kadar korkuttu da
yaşayanlara fatura kesmeyi unutuyorsun
zararın neresinden dönsen
yine zarar
daireler çiziyorsun
Püskül koptu altın kaseye düştü
Bazilikayı terk etti o esrarlı mozaik
Katlettiler böceği, ipek oldu koza
Çünkü kahır, çünkü imtihan
Çünkü silinmeyen hafıza
Benibu dehlizde terk ediyorsun ve boğuluyor gökyüzü
Bir ihtimalken yaşamak, ölü doğuyor haset ve umut sonra isyan ve Saros ve çıban
Yetmiyor çaban, dönmüyor dilin
Sakınıyorum karanlıktan ve bu iyi geliyor
devlet bana görev vermiyor,
benim adım mektuf
ciğerime kor bağlanıyor,
hesap verecek durumda değilim
lejyonerler hazırcevap,göğsümü bir acı kurcalıyor
kıvranıyor anket dağıtan çocuklar
barikatlar tek sıra
evet diyebileceğim şeyler azalıyor
tiksiniyorum anlatılara
korkuyorum aslında,
cebimde çelişkilerin tanrısı
hikayeler dinliyorum,dişlerimde beyazların kanı
panayır alanı beni sarmıyor,ölümden konuşurum pazarları
utanıyorum desem İştar beliriyor,geceliyor dalgıçlar gözlerimde
kaçmak beni tatmin etmiyor,
düşkünüm bilmecelere ...
Sen bir insan arıyorsun. Yüreğin sızısını ve varoluşun ürpertisini yüklenecek bir arkadaş. Ruhun uçurumundan aşağı birlikte kendini boşluğa bırakacak bir yaren. Istırap meyhanesinde kalp tokuşturacak bir sarhoş. Aynı hamurdan ve aynı çamurdan yoğrulduğun parçanı arıyorsun.
Dünya birbirini arayan ruhlarla dolu. İki satır konuşabileceğimiz, gülüşün ve hüznün kıvrımlarında birlikte kaybolacağımız sahici insana susamış durumdayız. Göğe aynı aşkla bakabileceğimiz, etten ve kemikten olduğu kadar acıdan ve gerçekten yapılma soylu ruh arkadaşları. Onunla yürürken ve ona yürürken kaybolmaktan korkmadığımız, kalplerini kendimize pusula bellediğimiz, maceramızı yüzlerinde seyrettiğimiz, hayatlarını birbirine tanık kıldığımız dostlar. Şu kalabalık dünyada ancak birbirimize iltica etmekle serinlediğimiz yol ehli.
"Kalbini dosta açan, mucizelere de açar."