"Yazılı metin asla sözlü kültürün kattığı havayı, destan anlatıcısının, akının, jıravın, bahşının verdiği havayı veremiyordu..."
*Akın: Kırgız sözlü gelenek anlayışı
*Jırav: Kazakistan sözlü gelenek anlayışı
*Bahşı: Halk ozanı
23 nisan 3 mayıs tarihleri arasında ötüken yayınlarının yapmış olduğu 50.000 kitapta %50 indirimden haberi olmayan varsa haberi olsun. kampanya dahilinde alınabilitesi yüksek olan çok sayıda kitap var bence.
otuken.com.tr/tum-urunler.html
(umarım haftasonu iddaa'dan iyi para alırım da ben de bu kampanyadan yararlanırım.)
Şeytanın tüm din ve mitolojik sistemlerde bir karşılığı olduğunu tahmin etmek güç değildir. İnanışın odağına yerleşen şeytan figürü toplumdan topluma değişmekle beraber uyandırdığı akisler farklı edebi tarzların oluşmasının önünü açar. Dini edebiyatın gelişmesiyle her topluluğun kendince bir şeytan algısı oluşur. İran coğrafyası din ve inanış yönünden zengin bir yapıyla teşekkül ettiğinden kendi şeytanını diğer toplumları etkileyecek şekilde türetir.
Tabii Şeytan fikrinin akademik ve edebi olarak incelendiği metinlerin daha ufuk açıcı olduğunu belirtmek gerekir. Üstelik bu kitapta akademik ve edebi anlayışın deneysel bir biçimde bir araya getirildiği görülür. Yani şeytanı oluşturan dini havza ilmi olarak ortaya koyulur inanışın kodları aşikar kılınır sonrasında kurgusal metinle edebi açıdan okurun konuya intibakı sağlanır. İnanış şeklinin sosyal hayat katmanlarında belirgin hale gelmesi ya da bunu ele veren anlatıların ortaya koyulması konuyu daha anlaşılır kılar. Yani eski dinlere ait metinler, efsaneler, destanlar derken ortaya çıkan mitolojik malzemenin gayet ilgi çekici olduğu söylenebilir.
Çalışmada kullanılan malzemelerin birbirlerini doğrulaması sonucunda ortaya çıkan şeytan figürünün dini motifler içindeki yerinin ilgi çekici olduğuna şüphe yok.
Türklerin Orta-Asya'dan Anadolu topraklarına -şaman inanışları ile birlikte- gelişleri ve bu süreçte İslamiyet ile tanışmaları dinî hayatlarında bir karışıma sebebiyet verdi. Yeni dönemde topluluk içinde tasavvuf ile birlikte sufi çevreler söz sahibi olmaya, etraflarına kalabalık kitleleri toplamaya başladılar. Öyle ki yeri geldi bir devleti (Selçuklular) yıkacak tarzda isyan çıkarmaya veya başka bir devletin (Osmanlılar) kuruluş aşamasında önemli etkenlerden biri olmaya varacak boyutta güçlendiler. Ve bu tasavvufi/sufi/derviş/abdal daha ileri boyutta "mehdi"ler Anadolu'da yüzyıllar boyunca varlıklarını (türemelerini ?) devam ettirdiler.
Kitap, Anadolu'da etkili olmuş sufi çevreleri kaleme alıyor. Kişileri baz alarak dönemin siyasi-kültürel-ekonomik tarihinden de bahsediyor. Kitapta Şeyh Bedreddin, Hacı Bektaş Veli, Sarı Saltuk, Baba İlyas, Şah Kalender Çelebi, Pir Sultan Abdal, Hızır, Abdal Musa, Geyikli Baba vs. hakkında yazılar var.
Ayrıca Kanuni Sultan Süleyman'ın mehdileştirilmesi, Yavuz'un Anadolu politikası gibi konular hakkında da makaleler verilerek kitap içeriği zenginleştirilmiş.
Kitabı okurken, dini söylemlerin halk üzerindeki (aslında cahil kişiler üzerindeki) etkilerinin ne boyutlara ulaşabildiğini farklı örnekler ile birlikte çok net görebiliyorsunuz.
Anadolu'nun Kronikleri
24.02.2020
Anadolu'nun epik dünyasına dair birçok karakter ve olayı okuyacağınız küçük hacmine rağmen oldukça keyifli bir çalışma.
Ahmet Yesevi,Türk dili konuşan halklar arasında ilk Türk tarikatını kuran kişidir.Piri Aslan Baba'dır. .
Sayı itibariyle ve hacimleriyle dünyanın en zengin,en yaygın epik destan geleneği Türk destanı epik destan geleneğidir.
. Danişmendnâme:Anadolu'da yazılan ilk kahramanlık destanı .
Kaligra : Yedi başlı ejderha .
.
Yazım hataları : 30-113-115.Syf.