1985 yılında basılan bu roman feminist distopya olarak da biliniyor.
'Biz iki bacaklı rahimleriz, hepsi bu: kutsal tekneler, gezgin kadehler.'
Kadının sadece doğurmakla değer kazandığı bir düzeni roman kahramanımızın anlatımından dinliyoruz. Okudukça yazarın çok uzak bir geleceği değil, şu andaki düzeni kurgulaştırıp aktarmış olduğunu görüyoruz aslında. Yaşadığımız bu distopik çağın yansımalarından biri de diyebiliriz. Toplum üreme yeteneğine göre sınıflara ayrılıyor: Damızlık kızlar, teyzeler, eşler, komutanlar, melekler, ekonokadınlar, Marthalar... Bakış açısına göre hem anaerkil hem de ataerkil bir yapı görebiliyoruz sınıflar arasında. Böyle bir düzende kadının kadına davranışı, erkeğin rolü, başkaldırılar, acımasız uygulamalar; ayrıca günümüzde yaşanan kadın cinayetleri, şiddet olayları vb. durumlara göndermeler de yer edinmiş bu kitapta.
Yazarın diğer kitaplarını da okumaya teşvik eden bu romanı içselleştirerek okumanızı ve mutlaka din, siyaset, insan ilişkileri, kadın konuları üzerinden değerlendirmenizi tavsiye ederim.