Meg-John Barker sözleri ve alıntılarını, Meg-John Barker kitap alıntılarını, Meg-John Barker en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Jean-Paul Sartre’ye göre kendimizi (örneğin biyolojimize ya da bize biçilen toplumsal rollere göre) belli bir biçimde hareket etmek zorunda olduğumuzu düşünerek kandırmak bir “kötü niyet”tir. Aksine, bizler sürekli olarak kendisini yeniden yaratan, yaratmakta özgür ve yarattığından sorumlu olan varlıklarız.
Feministler de dahil olmak üzere herkes, genellemeler yapmaktan ve sanki bunlar tutarlı kategorilermiş gibi “kadınlar” ile “erkekler” hakkında varsayımlarda bulunmaktan kaçınmalıdır.
Bir insanın değişmez şekilde belli bir kimliğe sahip olduğunu iddia etmek , kötü niyettir: insanların olduğundan başka türlü olabilme ve başka türlü seçim yapabilme özgürlüğünü reddetmektir.
Kimlik; anlık, ırk, cinsiyet, sınıf, meslek, toplumsal cinsiyet gibi şeylerin içine doldurulduğu bir kap değildir. Kimlik, kişinin farklı yönleri arasındaki, bu yönlerin ötesindeki akışlardır. Kimlik, bir nehirdir, bir süreçtir.
-Gloria Anzaldúa
“Kimlik; anlık, ırk, cinsiyet, sınıf, meslek, toplumsal cinsiyet gibi şeylerin içine doldurulduğu bir kap değildir. Kimlik, kişinin farklı yönleri arasındaki, bu yönlerin ötesindeki akışlardır. Kimlik, bir nehirdir, bir süreçtir.” Gloria Anzaldua
“Kadınlar, kendilerine yönelik baskıya karşı kör kalmış halde; heteroseksüelliği doğal bir varoluş biçimi ya da olumlu bir seçim gibi görüyorlar. Oysaki heteroseksüellik aslında bir kurumdan ibarettir.” Adrienne Rich
…Rich, kadınların heteroseksüelliğe ve patriyarşik toplumsal cinsiyet ilişkileri geliştirmeye zorlandığını ileri sürdü. Bu durum, heteroseksüelliğin sağladığı imtiyazlar ve hazların yanı sıra heteroseksüellikten sapmanın yarattığı kayıp ve cezalar sayesinde gerçekleşir.
“Kimlikler, kalıcı olarak ikamet edilen, sahiplenilen, korumaya alınan ya da reddedilen kategorilerinden ziyade keşfedilen, ziyaret edilen, yinelenen mekanlardır ve anlık olarak birinden diğerine doğru yaşanan bir akıştır.” Noreen Giffney
"Normal" ve "anormal", "işlevsel" ve "işlevsiz" olarak görülen cinselliklerde tarih boyunca yaşanan değişimler, insanları bu kavramlar temelinde sınıflama fikrini ortaya çıkarmıştır. Keza, "normal" ile kast ettiğimiz şey de sorgulanmaya açıktır. Son zamanlarda listelenen pek çok "parafili" (anormal cinsel arzu) hem çok yaygındır hem pek çok kişi bunları rıza göstererek hayata geçirmektedir. Üstelik de bu arzuları hayata geçirenler psikolojik açıdan kendilerini iyi hissetmektedir. Öyleyse bunları neden anormal olarak niteleyelim ki? Büyük çaplı pek çok araştırma, insanlığın yarısının cinsel sorunları olduğunu göstermektedir. "Cinsel açıdan işlevsiz olmak" normal değil midir? Veyahut tam da cinsel açıdan işlevli olma fikri bu işlevsizliğin sebebi olabilir mi?