Bazı insanlar, ne pahasına olursa olsun her zaman başkalarına öncelik tanıma politikası izlerler. Şuna inanırlar ki; eğer bu şekilde hareket etmezlerse insanlar onları asla tanımak istemeyeceklerdir.
*2014*
"... Ayrıca 100 TL'lik bir sınava gireceğim fakat matematik, türkçe, fen gibi ders sınavı değil zeka sınavı. İnşallah kazanırım çünkü sınava 100 lira verdik hem çok eğlenceli bir şey. Güle Güle S.S." >Aslında bu zeka sınavını hiç de eğlenceli bulmuyordu, kendine karşı apaçık bir tehditti. Arkadaşları yemekhanede yemek
Kitap; özgüven kavramının, narsist bakış açısıyla meydana gelen bir olgu olmadığını, kendini olduğu gibi kabul eden kişilerin öz saygılarından meydana gelen bir olgu olduğunu anlatıyor. “Özgüven bir öz farkındalıktır.” diyor. Tüm bunları anlatırken de elinize bir harita veriyor, siz de hangi noktada durduğunuza ve nereye varacağınıza bakıyorsunuz.
Bireylerin, özgüvenlerini özeleştirsel düşüncelerle nasıl manipüle ettikleri çok güzel açıklanmış. Özeleştirel düşünceler ve temel inanışların hayata bakışımızı şekillendirdiğine ve bu olguların (istenildiği gibi olmadığında) değiştirilebilir olduklarına değinilmiş.
Psikoloji sevenlere tavsiyemdir.
“İnsanlar genellikle tamamen iyi veya tamamen kötü değildir ama ikisinin karışımıdır. Olaylar, genellikle tamamen felaket veya mucizevi değildir ama ortada bir yerdedirler.”
“Eğer bir şey yapmaya değerse, kötü yapmaya da değer.”
Bilişsel Davranışçı Terapi, duyguları olumlu yönde etkilemeye dayanan ve düşünceleri değiştirmeyi esas alan kısa süreli ve yapılandırılmış bir psikoterapi yöntemidir. Oxford Warneford Hastanesi Klinik Psikoloji Bölününde çalışan Dr. Malenie Fennel tarafından hazırlanan “Özgüveni Keşfedin” kitabı da bilişsel davranışçı teknikleri kullanan bir kendi kendine yardım rehberidir.
Özgüven eksikliğinden muzdarip olan veya özgüveni daha iyi anlamak isteyenlere hitap eden bu eser; okuyucuya özgüven eksikliğini anlama, olumsuz kendilik imajını yıkma ve kendini kabul etme sanatını öğreten yardımcı bir kitap.
“Farkına varma, değişim için ilk adımdır.” Bu nedenle öncelikle durumu kabullenmeliyiz.
“Pek çok kültürde özeleştiri iyi ve yararlı bir şey olarak görülür. Bu fikir; "Kızını dövmeyen dizini döver." deyişinde olduğu gibi büyümeye giden yolun, düzeltmek ve cezalandırmaktan geçtiği inancından temel alır. “ Dolayısıyla yaşadığımız toplumda kendimizi acımasızca eleştirmeyi öğreniriz. Bu nedenle kendimize karşı merhametli olmayı öğrenmek şart.
“Sırf siz doğru olduğuna inanıyorsunuz diye, inandığınız şeyin doğru olması gerekmez. Bir zürafa olduğuma inanabilirdim. Ama bu beni zürafa yapar mıydı?” Bu nedenle kendi kurallarımıza farklı bir gözle bakabilmeliyiz. Hayat “0” ve “1”lerden veya “beyaz” ve “siyah”lardan ibaret değildir, ara tonlar vardır.
Son olarak, kitaptan mümkün mertebe faydalanmak için, içerisinde yer alan uygulamaları yapmak çok önemli. Özgüvenimiz ve öz saygımızın artması dileğiyle. Keyifli okumalar.