Muhammed Hüseyin (R.A.)

Gönül Sohbetleri yazarı
Yazar
8.5/10
7 Kişi
11
Okunma
7
Beğeni
1.703
Görüntülenme

En Yeni Muhammed Hüseyin (R.A.) İletileri

En Yeni Muhammed Hüseyin (R.A.) iletilerini, en yeni Muhammed Hüseyin (R.A.) okur görüşlerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn’den sonra Mâliki yevmid dîn:11 “O din gününün malikidir” ayeti gelir. Kulun yolculuğu burada devam eder. Allah din gününün malikidir. Kul artık hesabını görür. Maliki yevmiddin derken Allah sadece Kıyamet gününde hesap gören değildir; kulun hesabı burada görülür, görülmesi gerekir. Kulun, “mâliki yevmid dîn” ayetini burada tanıması, kendi hesabıyla burada karşılaşması gerekir. Yolculuk esnasında kulun hesabı görülür. Allah ayet-i kerimede; “hesap görücü olarak Allah yeter”12 buyurur. O da hesabını Allah’a, Allah’ın vahyine, Allah’ın peygamberine gördürür. Onlara göre hesap görür, hesabı, Allah ile görür. Mâliki yevmid dîn ayetiyle kul öyle bir hesap verir ki onda hesaptan eser kalmaz. O dehşet halinde, değil onda herhangi bir şey, orda kendisi bile kalmaz, bütünüyle Allah’a teslim olur. Kulun bu teslimiyeti ona rızayı getirir ve kul, Allah’tan razı olur. Kul, Allah’tan razı olunca Allah da ondan razı olur. Muhammed Hüseyin, Fatiha Suresinin Tefsiri, s.18.
Kur'an'ın Özü, Kapısı, Fatiha Suresi'nin Tefsiri
Kur'an'ın Özü, Kapısı, Fatiha Suresi'nin Tefsiri
Bundan sonra İyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn:10 “Yalnız sana âbd oluyor, yalnız seni istiyoruz (yalnız seni seviyoruz)” ayeti gelir. Bu ayet Fatiha’da tam ortadaki ayettir ve kul burada itminan bulur. Kul “iyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn” derse itminana erer, kazanır, o sınırı geçer; yani kula kul olmaktan, varlığa, mahlûkata, dünyaya, arzulara, isteklere, nefse, şeytana kul olmaktan kurtulur. İşte bu kul, itminandaki kuldur. Bak, Allah ne kadar güzel anlatmış, nasıl güzel tarif etmiş. Allah bunu günde farz namazlarla yirmi sefer, sünnetlerle beraber kırk sefer kuluna söylettirip; “kulum yolu unutma, nerden geldiğini, nereye gideceğini unutma, ne yapman gerektiğini iyice anla” der. Biz ise anlamıyoruz, okumadık ki anlayalım! Aslında yol iki bölümdür; itminana kadar ve itminandan sonrası. Muhammed Hüseyin, Fatiha Suresinin Tefsiri, s.18.
Kur'an'ın Özü, Kapısı, Fatiha Suresi'nin Tefsiri
Kur'an'ın Özü, Kapısı, Fatiha Suresi'nin Tefsiri
Reklam
Kul bu manevi yolculukta bir adım daha atıp, Allah’ın nimet verdiği kullarla beraber yürümeye başladığında “sırâtallezîne en’amte aleyhim” ayetinden bir önceki ayet olan “İhdinâs sırâtel mustakîm”9 ayetine gelir ve Allah’ın nimet verdiği kullarla beraber sırat-el mustakime girer. İşte burada yolculuk başlar. Burası nefsin mülhime makamıdır. Kul artık ilham almaya başlar. Yolculuk yapar ve Allah’ın nimet verdiği kimselerin kazandığını kazanmak için çaba ve gayret sarf eder. Bununla beraber hidayetçiye uyar, yolu yürür. Burası mülhime makamıdır. Allah Fatiha’yı niye aşağıdan değil de yukarıdan anlattı? -Çünkü kulunu cennetten aşağıya; yani yukarıdan aşağıya indirmişti. Kulun da Fatiha’yı yukarıdan aşağı anlaması gerekir ki aşağıdan yukarı çıkabilsin. Muhammed Hüseyin, Fatiha Suresinin Tefsiri, s.17.
Kur'an'ın Özü, Kapısı, Fatiha Suresi'nin Tefsiri
Kur'an'ın Özü, Kapısı, Fatiha Suresi'nin Tefsiri
Kul bir adım daha atıp ileri geldiğinde; Sırâtallezîne en’amte aleyhim:8 “Kendisine nimet verdiğin kulların yolu” ayetine gelir. Kul burada bu yolu gösterecek hidayetçiyi aramaya başlar. Elbette ki ararken bu hidayetçiyi insanlardan arar, herkesi dinlemeye ve anlamaya çalışır. Allah’ın kendisine nimet verdiği kulları fıtrat itibariyle anlar, bilir, tanır; çünkü ruhu, fıtratı onları sever. Kul onlarla beraber olup; “ben de onların kazandığını kazanmak istiyorum” dediğinde bir adım daha atar ve nefsin levvame mertebesine çıkar; ama hatası, kusuru, yanlış fikirleri, düşünceleri vardır, hâlâ şirkten kurtulamamıştır. Kul yola girip, Allah’ın nimet verdiği kullarla beraber olunca yolculuk başlamadığı halde beraber olmak bile onu gazaba uğramaktan, delalette kalmaktan kurtarır. Muhammed Hüseyin, Fatiha Suresinin Tefsiri, s.17.
Kur'an'ın Özü, Kapısı, Fatiha Suresi'nin Tefsiri
Kur'an'ın Özü, Kapısı, Fatiha Suresi'nin Tefsiri
Allah, nefsin yedi mertebesini Fatiha’yla anlatır, buna nerden başlamamız gerekir? “Allah, insanı en güzel surette, ahsen-i takvim kıvamında, kâmil manada yarattı.”2 Yani Allah, insanı fıtrat itibariyle böyle yaratıp ona her şeyi vermiştir. Bir de ona; “ben senin rabbin değil miyim” diye sormuş, o da; “kâlû belâ şehidnâ”3 deyip buna şahit
"Allah ayet-i kerimede; “de ki: İşte benim yolum. Benim yolum basiret üzeredir. Basiret üzere sizi Allah’a davet ediyorum (sizi Allah’ı görmeye davet ediyorum). Ben ve bana tabi olanlar böyleyiz ve ben müşriklerden değilim”1 buyurur. Bu yolculuk; Allah’a, Allah’ın tecellisine, muhabbete, aşka yolculuğa, aşkla yolculuğa, aşkta yolculuğa ve aşk olmaya davettir. Bundan sonra biri tasavvufu anlamak isterse bu kelimelerle anlaması yeterlidir. Bunun böyle anlaşılması gerekir, başka tarafa da çekilmemesi lazımdır. Bu bizim yolumuzdur. Nefsin mertebelerini bir de Allah’tan öğrenelim. Allah’ın, yolculuğu nasıl tarif ettiğini, nasıl davet ettiğini bir de ondan öğrenmemiz gerekir. Bunu Kur’an’ın bütününden anlamamız lazım. Fatiha, Kur’an’ın özetiyse bu durumda özetle nefsin ve kalbin yedi mertebesini de buradan anlamak gerekir. Bununla beraber seyri ilallah, seyri meâllah ve seyri fillah dedikleri bu yolculuğu da; yani bu aşka seyri, aşkla seyri, aşkta seyri de en kestirme yoldan Fatiha ile anlamamız lazım. Burası çok önemlidir; ayete dayanmayan her şey batıldır. Çünkü Allah anlatmamışsa o yanlıştır." Muhammed b. Hüseyin, Fatiha Suresinin Tefsiri, s.15.
Kur'an'ın Özü, Kapısı, Fatiha Suresi'nin Tefsiri
Kur'an'ın Özü, Kapısı, Fatiha Suresi'nin Tefsiri
Reklam
32 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.