Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Muharrem Coşkun

Muharrem CoşkunKod Adı : İrtica 906 yazarı
Yazar
7.3/10
7 Kişi
20
Okunma
1
Beğeni
1.860
Görüntülenme

Muharrem Coşkun Gönderileri

Muharrem Coşkun kitaplarını, Muharrem Coşkun sözleri ve alıntılarını, Muharrem Coşkun yazarlarını, Muharrem Coşkun yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
176 syf.
·
Puan vermedi
Viranelerin yasçıcı baykuşlara döndüm, Gördüm de hazanında bu cennet gibi yurdu! Gül devrini bilseydim onun, bülbül oturdum; Ya Rab, beni evvel getireydin ne olurdu?.. Kalemine ayrı duruşuna ayrı hayran olduğum;başkalarına göre ''Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'' benim için canım akif'im... Kitap hakkında söyleyecek ve susacak çok şey var ve belgeler ile isbatlı olması muhteşem olmuş..Akif'imin en çok onuruna dokunan bu ta'kibât, onun memleket değiştirmesine sebebiyet vermiştir.. --Her satırı içinizi acıtsada kitaplığınızda muhakkak bulunmalı--
Kod Adı : İrtica 906
Kod Adı : İrtica 906Muharrem Coşkun · Yeditepe Yayınları · 201520 okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
·
38 günde okudu
Merhum Mehmet Âkif Ersoy'ı tek parti döneminde yaşadığı zorlukları, peşine takılan hafiyeleri, maaşının kesilmesini, Mısır'a gitmesini belgelerle anlatan bir kitap. Çok yararlı buldum, içinde Mehmet Âkif Ersoy'un dergisi ile ilgili de bilgi veriyor. Allah'ın selamı üzerinize olsun
Kod Adı : İrtica 906
Kod Adı : İrtica 906Muharrem Coşkun · Yeditepe Yayınları · 201520 okunma
Reklam
“Viranelerin yasçıcı baykuşlara döndüm, Gördüm de hazanında bu cennet gibi yurdu! Gül devrini bilseydim onun, bülbül oturdum; Ya Rab, beni evvel getireydin ne olurdu?..”
176 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Milli şair Mehmet Akif Ersoy'un çektiği sıkıntıları belgeler ile anlatan çok yararlı bir kitap. O dönemin durumunu görmek açısından mutlaka tavsiye ediyorum.
Kod Adı : İrtica 906
Kod Adı : İrtica 906Muharrem Coşkun · Yeditepe Yayınları · 201520 okunma
Gazeteler telefonla verilen emirlerin dışına çıkamazlardı. Tek kelime ile, halk nefes alamıyordu. Havasızlıktan ve hürriyetsizlikten boğuluyordu...
Sayfa 31
Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince, Günler şu heyulayı da er geç silecektir. Rahmetle anılmak, ebediyet budur amma, Sessiz yaşadım, kim beni nerden bilecektir?
Sayfa 45
Reklam
Merhaba arkadaşlar, "Mehmed Akif Ersoy Okuma Etkinliği" (#73989455) sona ermiştir. Etkinliğe katılım gösteren tüm okurlara teşekkür ederim. İnşallah herkes için güzel bir deneyim olmuştur. Etkinlik sürecinde sizlerden gelen inceleme ve alıntıların toplu hali aşağıda paylaşılmıştır. Keyifli okumalar dilerim.
Sebilürreşad Dergisi
...Takriri Sükun yasası ile kapatılmış, kadim dostu Eşref Edip ise Şark İstiklal Mahkemesinde hem de “vatana ihanet” suçlamasıyla yargılanmaktadır. 22 Ocak 1925 tarihli Sebilürreşad’da yayımlanan ‘Vahdet’ ise Mehmet Akif’in Mısır’a gitmeden ve gazete kapatılmadan yayımlanan son eseri olacaktır.
Sayfa 31
Yazdığı eser olan Safahatı oluşturan bölümler 1928’de yapılan harf devriminden itibaren 1943 yılına kadar bir daha bu ülkede basılamayacaktı. Safahat’ın son bölümü Gölgeler ise 1933’te Kahire’de basılacak ancak Arap harfleriyle yazılmış olması ve irticai yayın kapsamında değerlendirilmesi sonucu Türkiye’ye sokulmayacaktı. Safahat Latin harfleriyle ancak 1943 yılında Akif’in damadı Ömer Rıza Doğrul eliyle hazırlandıktan sonra İnkılap Kitabevi tarafından basılabilecekti.
Sayfa 46
29 Ocak 1932’de bir Ramazan ayında uygulamaya sokulan dinde reform girişimlerinin parçası olan Türkçe ezan ilk kez Hafız Rıfat tarafından Fatih Camii minaresinden seslendirilmişti. Bu aynı zamanda 18 yıl kesintisiz olarak ülkenin her köşesinde zorla okutulacak ilk Türkçe ezan oluyordu... Program çerçevesinde ilk Türkçe Kuran için Yerebatan Camii (22 Ocak 1932) ilk Türkçe ezan için Fatih Camii ( 29 Ocak 1932) ilk Türkçe Tekbir için Ayasofya Camii (4 Şubat 1932) ve ilk Türkçe Hutbe için de Süleymaniye Camii ( 5 Şubat 1932) seçilmişti...
Sayfa 38
Reklam
Nasrullah Kürsüsünde Mehmet Âkif
“Ey cemaati müslimin, milletler yalnız topla, tüfekle, zırhla, ordularla, tayyarelerle yıkılmıyor, yıkılamaz. Milletler ancak aralarındaki rabıta birliği çözülerek herkes başının derdine, kendi hevasına düştüğü zaman yıkılır. Atalarımızın, “Kale içinden alınır” sözü kadar büyük söz söylenmemiştir.”
Sayfa 23
176 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
KOD ADI: İRTİCA - 906
"Bir hakikat kalmasın alemde Allah'ım nihan." "Istiklal Marşı'nın yazarı, Milli Mücadele'de vaazları cephelerde dağıtılan, Kurtuluş Savaşı'nı veren Meclis'te milletvekilliği yapan, Anadolu'da isyanlari bastirmak için il il gezerek halkı İstiklal Savaşı'na çağıran Mehmed Akif'in, günün birinde kendi ülkesinde 'sakıncalı', 'mürteci'
Kod Adı : İrtica 906
Kod Adı : İrtica 906Muharrem Coşkun · Yeditepe Yayınları · 201520 okunma
- Şapka ve Türkçe ezan hakkında bir çok kimseler şair Akifden reyini (görüşünü) sormuş o da; "Şapka giymek, doğrudan doğruya Avrupalıya benzemek maksadı ile yapıldığı gibi temamen küfürdür. Türkçe ezan ise katiyen mekruhdur. Namaz caiz değildir. Lâtin hurufatı (harfleri) ise ,İlhan Kur'anı kerimi tağyir eylediği cihetle şeran (dinen) mekruhdur. Aynı zamanda Türk müslümanla Arap Müslümanı bir birinden ayıran bu üç bedeatı seyie (kötü bidat) menkülvech (gerekçesiyle) haram, mezmum (sakıncalı) ve mekruhtur" cevabını vermiştir.
Türkiye Cumhuriyeti, Mehmed Akif'in hem gazetesini kapatmış, hem kadim dostunu idamla yargılamış, hem de kendi peşine hafiyeler takarak izlemeye almıştı.. Çare olarak ülkeyi terk etmiş, ancak Mısır'a hicret ettikten sonra da takibattan kurtulamamıştı. Şeflik Rejimi, O'nun izin sürmüş, O'nunla ilgili istihbarat yazışmalarını, takip raporlarını 'Irtica 906' kodlu dosyada biriktirmişti. Yani Akif, yeni rejime göre artık bir 'kahraman' değil 'mürteci' ve sakıncalıydı. Yad ellerde hastalanan, yoksullukla kıvranan Milli Şairinin sıkıntılarını çözmek için adım atmak bir yana, O'na yardım edenlere bile iyi gözle bakılmamıştı. Bunun farkında olmalı ki Milli Şair, Türkiye'deki dostlarına gönderdiği fotoğraflarının ardına yazdığı mısralarla unutulma ihtimaline işaret edecektir: "Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince / Günler şu heyûlayı da er geç silecektir / Rahmetle antlmak, ebediyet budur amma / Sessiz yaşadım kim beni nerden bilecektir?" Mehmed Akif'le ilgili takibat 11 yıl hasret kaldığı vatanına döndükten sonra daha da artmış, hasta yatağında bile görüşmeleri izlemeye alınmıştı. Dahası, Mısır'da yazdığı Gölgeler kitabının ülkeye sokulması engellenmiş, Safahat hakkında ise toplatılarak imha etme kararı verilmişti. Bu durum öldükten sonra da devam etmiş, O'nu anmak için yapılan küçük katılımlı programlar dahi soruşturma konusu olmuştu. Milli Şair, milletine armağan ettiği İstiklâl Marşı'nda, asla kabul edemeyeceğini belirttiği Vatanında Cüda' durumuna getirilmişti.
1930ʻlu yıllardan sonra, özellikle "Irticayı teşvik" gerekçesiyle toplatılarak imha edilen eserlerin sayısında artış yaşandığı dikkatlerden kaçmavacaktır. 1923- 1938 yılları arasında sadece Bakanlar Kurulu kararıyla yasaklanan 144 yayından 125'nin coğunu da inkılaplara muhaletet. Takrir- Sükun Kanunu'na Muhalefet, Din Propagandası yapan yayınlar ve Mustafa Kemal'in şahsına karşı yapılan yayın- lar oluşturacaktı. Tabii, Bakanlar Kurulu karaı olmadan toplatılan eser sayısı, bu rakamın hayli üstünde olacaktı. İleride belgeler arasında da yer alacağı gibi; bundan İstiklal Şairi'nin eserleri de nasibini alacak, Akif yurda döndükten sonra da, Safahat için 1936 yılında İçişleri Bakanlığı tarafından 'İmha edilmesi' emri dahi çıkarılacaktı: "1- Şair Mehmet Akife ait Safahat kitabının Matbuat kanununun 51'nci maddesine dayanılarak müsaderesi (El konulması) ile on tanesinin Vekålete yollanması, diğerlerini usulen imhası ve sonunun bildirilmesi rica. 2- Em.U.Ş.I. (9847) sayılıdır." (31.08.1936 tarihli belge).
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.