Müellif bu kitapta Kur'an'ı, indiği dönemin koşulları içerisinde okumak gerektiğini savunup, klasik tefsirlerde ve gelenekte yazılan Kur'an ayetlerinin her çağa uygun olduğu ve motomot her çağda uygulanması gerektiği tezine karşı çıkıp böyle bir şeyin metinsel açıdan mümkün olmadığını savunuyor, buna karşın Kur'an metnini ölü bir belge olarak da görmüyor ve "hermenötik tarihselci" metotu daha nesnel ve günümüze uygun bir metot olarak savunuyor. Tavsiye ettiği bu metoda göre Kur'an bir zamana ve topluma inmiştir dolayısıyla indiği toplumdan özellikler taşıması gayet doğaldır. Kur'an mesajını günümüze ulaştırmak için öncelikle Kur'an'ın indiği döneme gidilmelidir. O dönemde nasıl anlaşıldığı bilinip buradaki asıl mana ve maksadın günümüze aktarılması gerektiğini savunuyor. Çünkü her ayetin günümüze motomot uyarlanması mümkün değildir çağ ve zaman değişmiştir.
Kitap ilerleyen konularda; Hz. Peygamber döneminde örtünme, İslam'ın Yahudi ve Hristiyanlara bakışı, Ataerkil geleneğin İslam'daki yeri gibi konulara nüzul döneminden örneklerle açıklama getirmeye çalışıyor.