Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Nezih Tavlaş

Nezih TavlaşFoto Muhabiri yazarı
Yazar
8.9/10
25 Kişi
70
Okunma
0
Beğeni
1.303
Görüntülenme

Nezih Tavlaş Gönderileri

Nezih Tavlaş kitaplarını, Nezih Tavlaş sözleri ve alıntılarını, Nezih Tavlaş yazarlarını, Nezih Tavlaş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ara Güler’in gözünden Orhan Kemal
“Fotoğrafça düşününce Orhan Kemal benim için film kahramanıydı adeta. Kafasında hep Borsalino şapka, beyaz gömlekli, koyu renk elbiseli. 1935-40 modeli sinema rüştlerine benzerdi.”
Sayfa 50
Sait Faik Abasıyanık’ın hastane odası
“Şimdi anımsıyorum, her tarafı yağlıboyayla boyanmış bembeyaz bir odaydı. Onu son gördüğüm oda.”
Sayfa 49
Reklam
Orhan Veli’nin ardından…
“Cenazeye gittim; Bebek’teki Aşiyan mezarlığına gömüldü. Şimdi yolun kenarına yapılan heykeli; Urumelihisarı’nda oturmuş da İstanbul’u dinliyor gözleri kapalı…”
Sayfa 48
Ara Güler’in gözünden Orhan Veli
Bizim şu fotoğraf dediğimiz ışığın tutsaklığındaki nesne neyse, Orhan’ın şiirlerinde kelimelere verdiği ışık da gerçeğin arkasındakidir.
Sayfa 48
Anlamaya çalıştı herhalde, ama anlayamadı ne olduğunu, niye olduğunu. Zaten onun dünyasıyla hiç bağdaşmıyordu bütün bunlar.
Sayfa 47
Genç Ara’ya gelen tatlı soru
-Oğlum sen hep böyle fotoğraf mı çekersin? -Evet amca, hep böyle fotoğraf çekerim. Kendimi alıştırıyorum.
Sayfa 40
Reklam
Dünyanın her tarafında insan tesadüfen ölür, Türkiye'de insan tesadüfen yaşar.
Sayfa 101Kitabı okudu
Atatürk'e hakaret ettiği gerekçesiyle karakolda yediği bir araba dayak sonrası hayatı kayan Fikret Mualla'nın son nefesini verdiği odasında Atatürk resmi ile bir Türk bayrağı asılıydı
Şimdi düşünüyorum da, Sabahattin Türkiye'ye gücenik olarak öldü. Sabahattin Eyüboğlu gibi bir adamı Türkiye'nin bilgisizliği öldürdü.
Ara,Chagall ailesinin bir süre İstanbul'da oturduğunu ilk kez duyuyordu. "Bizzat kendisinden duyduğuma göre doğruydu.Sonradan öğrendim ki,Chagall Rus Yahudisiymiş ve o tarihlerde göç zorunluluğu olunca önce İstanbul'a gelmiş, bir süre sonra da Paris'e yerleşmiş.Herhalde İstanbul'da kalsaydı Chagall olmayacaktı,olsa olsa Nurullah Berk ve Bedri Rahmi'nin arkadaşı olacaktı; kıskandıkları için onu akademiye hoca da yapmayacaklardı.O da köprüden her akşam vapura binip adaya giderken filtresiz yassı bir Yenice sigarası yakacak ve dumanını Marmara denizine doğru üfleyecekti."
Sayfa 181 - Yapı Kredi yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ulan burası benim memleketim anladın mı, ötekiler dönek. Burayı benimsemiyor ki. Aman burada oturulur mu, geri kalmış memleket, halt yemişsin! Neyin üstünde oturduğunu bilmeyenler bunlar, bir gün merak edip de Topkapı Sarayı’na bakmış mıdır? İnsanlar nerde doğduysa , oranın adamıdır.
‘ O küçük ödemeleri hep çekle yapar. Birkaç yüz bin dolara kadar bu böyledir. Çünkü bu Picasso’nun imzası olan çekleri genellikle kimse tahsil etmez; saklamayı yeğlerler. Böylelikle bu adamların elinde Picasso imzalı bir şeyleri olur.’ Bu sayede Picasso bir sürü şeyin parasını ödememiş oluyor, parası hesapta kalıyordu.
‘Işık sanatın başlangıcıdır her zaman.’Ara Güler
‘Sinan, bir dünyadır. Bir Leonardo Da Vinci, bir Michelangelo gibi Sinan’ın da dünyası vardır. Bu dünyalar her nedense hep bu üç adamın yüzyılına rastlar. Benim Mimar Sinan’da bulduğum şey ışığın kullanılması. Bu ışığı kendi filtresinden geçirerek estetik kazandırdığı mekanı kabul ettirmesidir. Mimar Sinan taşlarla bir mekan yapan bir mimar değil, dünyayı içine toplayan bir adam. Onun yaptığı pencerelerden sızan ışık, yalnız bir estetik anlam taşımaz. Işığın yarattığı atmosferin gerektirdiği ulviyeti de katar camilere. Ben Sinan’ın binalarına dıştan baktığımda onun taşlarında bir yaşam hissediyorum.Onu kuşlarla, ağaçlardan düşen gölgelerle birleştiriyorum ve onun resmini çekiyorum. Ben bir nevi kubbelerden sızan rüzgarın müziğini dinlemek istiyorum; mimari bir senfonidir, onu buluyorum Sinan’da...’Ara Güler
Sayfa 232
Foto muhabiri tarihi kamerasıyla yazan adamdır.
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.