En Eski Peyami Safa kitaplarını, en eski Peyami Safa sözleri ve alıntılarını, en eski Peyami Safa yazarlarını, en eski Peyami Safa yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hasta bir insanın kendi içindeki çırpınışlarını kuruntularını gelgitlerini çok iyi yansıtmış.
Benzer sıkıntılar yaşamış biri olarak Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'nu daha erken okumamış olmanın üzüntüsü içerisindeyim.
Yapıtı okurken insanın dünyaya dönük yüzü ile ahirete dönük yüzü arasında gelgitler yaşadım. Samim bu kitabın dünyaya kendini kapatmış yönüydü, Meral ise dünyevi yönüydü. Tabi ki kazanan Samim oldu.
Edebiyatımızın psikolojik romanlar konusunda tartışmasız en iyi ismi olan Peyami Safa"nın en sevdiğim güzide eserlerinden biri harika bir psikolojik roman.
Kitapta Neriman Fatih'te yaşamaktadır fakat Fatih'in eski evlerinden ve eski sokaklarından çok sıkılır. Daha modern ve lüks bir yaşama sahip olan Beyoğlu'nda yaşamak ister.
Fatih HarbiyePeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 202047,6bin okunma
- Sen hayatında her şey yapmış bir kadınsın. Fakat hiç birine alışamamışsın, hiç birinde ihtisas kazanamamışsın: Evlendin, fakat tam mânasıyla zevce olmadın; sevdin, fakat yekpare bir aşkın olmadı, birçok hâdiseler en büyük ihtirasın billûrunu kırdı; seyahat ettin, fakat sende bir seyyah melekesi teşekkül etmedi; birçok hafiflikler yaptın, barlarda, balolarda, tiyatroların kulis aralarında yaşadın, fakat bir kokot pişkinliği elde edemedin; tercemeler yaptın, fakat bir satır yazı neşretmedin; çocuklara bayılıyorsun, fakat ana olmadın; her emelin, her gayenin büyüklüğünü ve güzelliğini anlıyorsun, fakat hiç bir emelin ve gayen yok; bir çocuk saflığıyla en basit yalanlara inanabilirsin, fakat hiçbir şeye iman etmiyorsun.
Birdenbire avucunu ağzıma kapadı:
-Sus! dedi, seni Makbet'teki cadılara benzetiyorum. Tüylerim ürperiyor... Zekânın aynasında kendimi korkunç görüyorum.
-Ben senin gibi insanlar tanımadım değil. Hatta kadınlardan daha çok. Bunlar bizim memlekette âdeta bir sınıf teşkil ederler. Hem de hepsi asil dediğimiz ailelere mensupturlar.
-Sus! Ben yalnız olmak isterdim.
-Hiç kimse bir zümreye mensup olmaktan kurtulamaz. Bununla beraber içlerinde en tipik örnek sensin. Çok hızlı gidiyorsun sen.
-Bizim sonumuz ne olur?
Fakat cesur bir cevabımdan o kadar ürktü ki hemen gözlerini sımsıkı yumdu:
-Söyleme, dedi, haydi, içelim.
Izdırabın verdiği intibah zamanlarında, kendi kendini aldatmak, başkalarını kandırmak kadar basit değildir ve insan kendi içindeki adaletten ürkmeye başlar.
Kimi adam vardır ki sabahtan akşama kadar oturur ve düşünür. Onun bir hazine-i efkârı vardır, yani fikir cihetinden zengindir; kimi adam da vardır ki sabahtan akşama kadar ayak üstü çalışır, meselâ bir rençper, fakat yaptığı iş dört tuğlayı üstüste koymaktan ibarettir. Evvelki insan tembel görünür velâkin çalışkandır, diğer insan çalışkan görünür velâkin yaptığı iş sudandır. Zira birisi maneviyat ile zihin gayretiyle yapılan iştir; öbürü vücut ile bedenle yapılan iştir. Maneviyat daima daha âlidir, vücut sefildir. Yapılan işlerin farkı da bundandır.