Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Robert K. Massie

Robert K. MassieÇariçe Katerina yazarı
Yazar
9.5/10
23 Kişi
55
Okunma
8
Beğeni
1.042
Görüntülenme

Robert K. Massie Sözleri ve Alıntıları

Robert K. Massie sözleri ve alıntılarını, Robert K. Massie kitap alıntılarını, Robert K. Massie en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sophie sekiz yaşındayken, Johanna soylu ailelere yaptığı ziyaretlerde yanında onu da götürmeye başladı. Kızına iyi bir evlilik ayarlamak istiyordu, çünkü böylece istediği o görkemli hayata kızı sayesinde kavuşacaktı. Sophie on yaşına geldiğinde teyzeleri ve dayıları onun yanında daima potansiyel koca adaylarını sayardı. Sophie annesiyle yolculuğa hiç itiraz etmez, aksine bundan hoşlanırdı. Büyüdükçe ziyaretlerinin ama­cının bilincine varmakla kalmayıp tüm kalbiyle de destek verdi. Evlilik annesinden kurtulmak için iyi bir fırsattı.
Ancak Johanna'nın Sophie'yi reddedişi Wilhelm'in doğumundan daha önce başlamış ve her geçen gün kötüleşerek devam etmişti. Annesinin çocuklarını bu şekilde ayırması Sophie'nin gönlünde onarılmaz bir yara açılmasına sebep oldu. Ebeveynleri tarafından evlatların ayrılması nedeniyle, ihmal edilen veya reddedilen çocuklar Sophie gibi tepki verir, daha fazla acı hissetmemek için duygularının üstünü örter. Neticede annesi ona asla sevgi göstermemekteydi. Annesi­nin sevgisini gayet olağan kabul eden küçük Wilhelm'in bu işte herhangi bir kusuru yoktu; böyle bile olsa Sophie daima ondan nefret etti.
Reklam
Anne Sevgisinden Mahrum Bir İmparatoriçe
Kırk yıl sona "Hatıralar"ını [Memoirs] yazdığında hâlâ içi buruktu: "Bana dünyaya gelişimin sevinçle karşılanmadığı söylenmişti. Babam bir melek olduğumu düşünmüş; annemse pek ilgi göstermemiş. Bir buçuk yıl sonra [Johanna] taptığı çocuğunu, kardeşimi dünyaya getirdi. Bana ise sadece tahammül etmek zorunda kaldı; çoğu zaman hak etmediğim bir şiddet ve öfkeyle bana kızardı. Sebebini tam açıklayamadığım bu tavrı hep içime dokunmuştur."
Johanna'nın çocuğu Baltıkların serin ve gri renkli havasında, 21 Ni­san 1729 tarihinde dünyaya geldi. Ne yazık ki bu minik bebek kızdı. Durumu kabullenen kocası Augustus bebeğe Sophia Augusta Friedricka ismini verdi. Johanna kızı doğduğu andan itibaren ona karşı içinde annelik duygusu­nu hissedemedi. Küçük kızına süt veremedi, şefkat gösteremedi; beşikteki bebeğine bakmadı veya kucağına almadı. Kızını hizmetçilere ve süt an­nelere verdi.
Lestocq, bu mesajı iletirken Petro ve yanındaki herkesin sözlerini duymasını istiyordu. Katerina'nın gözleri yaşlarla doldu; ağlarken bile küçük düşürüldü. Petro onu teselli etmek yerine, teyzesiyle aynı fikirde olduğunu ve nişanlısının azarı hak ettiğini söyledi. Gözden düşüşü ani ve keskindi. Ne olmuştu? Herkesi, özellikle de imparatoriçeyi memnun ettiğini düşünen bu on beş yaşındaki kız ne gibi bir suç işlemişti?
Ölümü aradım fakat karşıma çıkmadı.
Reklam
tespit :))
Gülümsemesi Mona Lisa kadar müphemdir. İlk bakışta gayet açık ve hoş ifadelidir; ikinci kez göz atılırsa daha soğuk ve mesafeli görünür.
Rusya sert bir iklime sahip haşin bir ülke olsa da onu gören seyyahların büyük çoğunluğu, insan ruhunun derinliklerine işleyen cazibesini unutamaz...
Başlarken ...
1 Mayıs insanların dans ettikleri ve ormanlarda dolaştıkları kadim bir yeniden doğum ve bereket bayramıdır. Gençlik eğlenmeye dalarken yaşlılar hayatta kalıp bu görkemi tekrar gördükleri için Tanrı'ya dua ederler.
Gadyaç
"Atlarının üstünde otururken taş gibi donarak ölen süvarileri kendi gözlerimle gördüm. Dizginleri öyle sıkı tutmaktaydılar ki kesmeden parmaklarını ayırmak mümkün olmadı."
Reklam
Dönem (17.YY)
Baltık'taki en güney sahillerinden Kuzey Kutup Dairesi'ne kadar İsveç, 1600 kilometre uzunluğundadır. Yaprak dökmeyen ağaçların, kayınların, 96.000 gölün, karların ve buzların ülkesidir. Kuzey Rusya gibi yazlar kısa sürer ve serin geçer. Buzlanma kasım ayında başlayıp nisan ayında çözüldüğünden yılın sadece beş ayı don yaşanmaz. Soğuk, sert bir güzelliğe sahip bu diyarlarda katı ve şikayet etmeyi bilmeyen bir halk yetişmiştir.
Bir Çar ,bir Kraliçe, bir karpuz :)))
Tören Lehistan kraliçesinin evinde düzenlendi ve senin tarafından gönderilen karpuz masaya konuldu..
...kimse St. Petersburg'un "kemikler üzerine inşa edilmiş bir şehir" olduğu yolundaki acı rivayeti inkar etmemektedir.
Rusya'daki infazlar genel olarak diğer ülkelere benzerdi. Suçlular yakılarak, asılarak veya başları kesilerek öldürülürdü. Kurbanlar saman doldurulmuş odun yığınlarının ortasında yakılırdı. Kafa kesilmesi, kurbanın başını bir kütüğün ortasına yerleştirmesi ve kafasını balta veya kılıcın vuruşuna teslim etmesini gerektirirdi. Bu derhal gelen kolay ölüm bazen ellerin ve ayakların kopartılmasıyla daha acı verici hale getirilirdi. Bu tür infazlar öyle sıradan gelirdi ki bir Hollandalı seyyah, " biri şehrin bir ucunda infaz edilirse, diğer tarafında kimsenin pek haberi olmazdı" diye yazmıştır. Kalpazanlar sahte madeni paralarının alınması, eritilmesi ve boğazlarından bu erimiş madenin akıtılmasıyla cezalandırılırdı. Tecavüzcüler ise hadımlaştırılırdı
64 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.