Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Selim Gürselgil

8.0/10
5 Kişi
26
Okunma
23
Beğeni
3.318
Görüntülenme

Hakkında

1973 yılında doğdu. Ak-Zuhur, Taraf, Haftalık Taraf, Genç Adam, Tahkim, Akıncı Yol, Akademya, Bedîiyyat, Beklenen Nizam, Aylık ve İkideniz dergilerinde çeşitli mevzularda yazılar yazdı. 2003-2004’te Cuma dergisi ve Vakit Kültür-Sanat sayfalarında makaleleri yayınlandı. İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde okudu.
Unvan:
Yazar
Doğum:
1973

Okurlar

23 okur beğendi.
26 okur okudu.
2 okur okuyor.
54 okur okuyacak.
4 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Evrim Teorisi Dağı!
Bu kitabın yazılış gayesi, İslâm biyoloji görüşünü temellendirmektir. Açıktır ki, çağımızın Müslümanları arasında bu görüş eksik ve bu görev yerine getirilmemiştir. Bunu söylerken bu yönde hiçbir şey yapılmamış ve yapılmamaktadır demek istemiyoruz. Fakat ortada Evrim Teorisi adında kocaman bir dağ dururken, bu dağ aşılmadan onun eteklerinde dolaşılmakla yaratılışçı olunmaz. Müslümanlar Evrim Teorisinin farkında olmasına farkındadır. Bazıları bu teoriyi dışından reddetmekte ve kendi dünyasında çürütmektedir. Bazıları da onun peşine takılmakta ve onun her sözünü onayladıktan sonra bir de yaratılışçı kalıp, "yaratılışçı evrimcilik" veya "evrimci yaratılışçılık" gibi uzlaştırmacı bir yol tutmaktadır. Biz her iki yolu da yanlış buluyoruz; her iki yolun da bize o dağı aşırmadığını, sadece yolumuzu şaşırttığını düşünüyoruz. Bize göre, çağın İslam biyoloji görüşü üç esas üzerinde temellendirilebilir. Bu üç esas; Hayat Hamlesinin analizi, Evrim Teorisinin kritiği ve İBDA Diyalektiğinin biyoloji alanına tatbikidir. Bu kitapta bunu yapmaya çalıştık. İddiamızda başarısız olsak bile, ihtiyacın dile getirilişindeki isabetimizin takdiri, hatalarımızın çıkarılması yoluyla İslâm biyoloji görüşünün sağlam temeller üzerinde yükselişini sağlayabilir. Bundan dolayı müsterihiz.
Sayfa 9 - İhtilâl YayınlarıKitabı okuyacak
Reklam
100. Yıl Gürültüsü
- «Medenî Kanunu İsviçre'den, ticaret kanunu Fransızların sömürgelerine uyguladığı ticaret kanunlarından, ceza hukuku İtalya'dan aparılan, iktisadî düzeni "karma ekonomi"nin karma karışık tonlarında dolanan, yetmiş senedir "eğitim sistemini" bir anlayışa bağlayamamış, siyâsî rotası belirsiz, idarî yapısı felç bir ülkeyiz!..» - «Siz Cumhuriyet çocukları, "Gözümüzü zaferde açtık" avuntusundasınız. Şimdi umulmaz yerlerde beklenmez yenilgilerle karşılaşınca apışmayın!...»
Sayfa 171 - Çarpıcı Kitap - Hukuk Edebiyatı/Salih MirzabeyoğluKitabı okudu
Sonuçta her eğilim Atatürkçü olmak zorundaydı: Milliyetçilik, Atatürk milliyetçiliği; biraz şoven, biraz da kadim medeniyetlerin hepsinin veya çoğunun aslen Türk olduğunu sanacak kadar kaçak...Batıcılık, Atatürk Batıcılığı; liberalizm veya sosyal demokrasi özentiliği...Özal döneminde buna bir de muhafazakarlık eklenmişti; o da Atatürk Müslümanlığı...Her şey Atatürk'e dayanmak, her kanaat, meşruiyetini ondan almak mecburiyetindeydi. 12 Eylül öncesinde bu mecburiyeti tanımak istemeyenler çıkmış, 12 Eylül'de onların akıbeti feci olmuştu. Yine öyle olurlarsa yine öyle olacağı kuşkusuzdu.
Sayfa 56 - ihtilalKitabı okudu
Karşı tarafın ne dediğini anlamıyorlar, ne diyebilirler ki?.. Meselâ adam Marx'tan söz ediyor, bir müslüman Marx'a ne diyebilir ki: "Komünist, Allahsız, Yahudi!" Böyle tek kelimelik şeyler. Düşünün, Marx'ın ömrünü vakfettiği şeyleri, yazdığı binlerce sayfayı, o binlerce sayfadaki onbinlerce ayrıntıyı, yüzbinlere verdiği heyecanı, yepyeni şuuru ve bu heyecan ve şuurla dünyayı birbirine katmasını, bir döneme damgasını vurmasını, tarihe yön vermesini... Peki, bütün bunların müslüman lügatında karşılığı ne? "Yahudi!"
Sayfa 125 - Çarpıcı KitapKitabı okudu
Ruh, Allah'a göre mahlûk, hayata göre ise kadîmdir. Tüm hayat ruha doğru tekâmül halinde, fakat asla ona varıcı değildir. Ruh başta ve ruh sondadır; hayat fiilinin içinde saklanan ve halden hale değişen -tekâmül eden- odur. Ruhtan ve onun tekâmülünden ayrı bir bedeni tekamül yoktur. Cemad iken ölüp nebat doğan, nebat iken ölüp hayvan doğan, hayvan iken ölüp insan doğan, hayatın sonsuz büyüklüğü ile sonsuz küçüklüğü arasında tecelli eden büyük sır odur.
2024 te okumayı düşündüğüm kitaplardan bazıları bakalım yıl sonunda kaç tanesini okumuş olacağız 1)
Vişne Bahçesi
Vişne Bahçesi
2)
Vanya Dayı
Vanya Dayı
3)
Üç Kız Kardeş
Üç Kız Kardeş
Reklam
BÜYÜK DOĞU-İBDA'NIN GEREKLİLİĞİ
Zamanımız müslümanlarının iki büyük zaafı var. Birincisi kavga etmeyi bilmiyorlar. Kavga çıkınca çoğunluğun kaçacak delik aramasını kastetmiyorum sırf. O da doğru ama daha önemlisi, bir yiğitce duruş, bir gözükaralık, bir fedakarlık ahlakı görmüyoruz. Düşman görünce sıvışmaya hazır Arap tavşanı psikolojisiyle kavga edermiş gibi yapılıyor. "
ÖZELİZM Mİ(!), KEMALİZM Mİ?
- "
İsmet Özel
İsmet Özel
’in düşüncesini tek bir cümleye sığdıracak olursak, şöyle bir sonuç ortaya çıkar: “Ne mutlu Türküm diyene!” Diyeceksiniz, düpedüz Kemalizm mi yani? Hayır, düpedüz Kemalizm değil. Kemalizm, bir çok Kemalist ve ön-Kemalist teorisyenin düşüncelerinin bir bileşkesidir. Onun Türklük anlayışında Müslüman olmak şartı yoktur. Dahası

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
566 syf.
·
Puan vermedi
·
28 günde okudu
12 Eylül sonrası değişen Türkiye'nin hikayesi; ortaokuldan başlayan futbol meraklısı öğrencilerin ekseninden devam eden bir Türk futbol tarihi ve o dönemlerin psikolojik, sosyolojik, siyasi vs. değişimleri çok güzel anlatılmış.
Cansiperane
CansiperaneSelim Gürselgil · Kökler Kitap · 20241 okunma
·
Puan vermedi
"Çağımızda müslümanlar iki türlü açmaz içinde : 1. Çağın getirdiği meseleler karşısında, kendi kabuklarına çekilip, İslâm’ı tek başlarına veya kapalı cemaatler hâlinde yaşamayı tercih ediyorlar. 2. Çağın getirdiği meselelere boyun eğiyor, İslâm’ı terkediyor, kendilerine sivil toplumcu, liberal, muhafazakâr, demokrat, kapitalist vs etiketler ithal ediyorlar... Demek ki, burada temel mevzu: Çağın getirdiği meseleler... Ve onlara karşı müslümanca duruşun nasıl olması gerektiği... Yâni, İslâma Muhatab Anlayış'ın ne olması gerektiği... Zira İslâm, sadece ferden yaşanabilecek bir din değildir. O, sadece namaz kılmak, oruç tutmak, İslâm’a göre evlenmek ve boşanmak değildir. İslâm, "Çağlarüstü Mutlak Fikir"dir; çağın getirdiği hiçbir mesele, İslâm’ın dışında olamaz. Onların dindeki yerini bulmak ve "dindeki gizlilikleri açık etmek", müslümanın baş görevidir. Bunu da ancak İslâma Muhatab Anlayış'la yapabilir. İslâma Muhatab Anlayış ona, İslâmın sosyoloji, psikoloji, felsefe, teknoloji, edebiyat, resim, müzik vs bütün insanî verim şubelerinde hükmünün ne olabileceğinin de anlayışını verir. Tek kelimeyle İslâma Muhatab Anlayış, İslâm ile, çağın getirdiği meseleler arasında bir "vasıta sistem" rolü oynar. İşte, Salih Mirzabeyoğlu, 500 yıldır kaybedilmiş olan bu anlayışı getiriyor. Üstad Necib Fazıl'ın onu "500 yıldır beklenen mütefekkir" diye karşılaması ve selâmlaması da bu yüzden!"