16 Ağustos 1978 yılında Ankara'da dünyaya geldi. Lise son sınıfa giderken radyo programlarına, üniversite hazırlık günlerinde Televizyon programlarına başladı. "Üç Nokta" isimli programıyla gönlünden geldiğince muhabbet etti. Sokaktaki adama "siz var mısınız? var olduğunuza bir deliliniz var mı?" gibi ilginç sorular sordu. Kimi zaman susmadan konuştu, kimi zaman 1.5 saat boyunca hiç konuşmadan anlatarak televizyonculuk kalıplarını ters yüz eden programlar yaptı.
İlk şiir kitabı 'Sen İstanbul Kokardın' 1997 yılında yayımlandı, ikinci şiir kitabı 'Aynalar' 2003 yılında.. 'Satır Arası Hikayeler' kitabı ise 2005 yılında yayınlandı. Kanal a televizyonunda yayınlanan 'Gecede Bir Gün' Programı 2005 yılının en iyi TV kültür sanat programı seçildi.
Yaklaşık üç yıl Kanal A'da "Yıldızdan Mahyalar" isimli programı sundu. 2007 yılında Kanal 1'de yayınlanan "Türkiye'de ve Avrupa'da Ramazan" isimli programla izleyici karşısına çıktı.
2008, 2009, 2010 ve 2011 Ramazanlarında Topkapı Sarayından canlı olarak sunduğu TRT1 İftar programıyla çaysız ama çay tadında muhabbet etti. TRT Haber'de "Yeni Şeyler Söylemek Lazım" programını Uğur Işılak'la birlikte sundu. Halen Radyo 15'te Yitik Hazine isimli programı hazırlayıp sundu. Nasıl yetiştirdiğini anlamadığımız bir şekilde çeşitli programlar dolayısıyla dünyayı geziyor, şiir okuyor, muhabbet ediyor..
Kimse giremez yazıp astım kalbimin kapısına.O gül yüzlü oturdu başköşeye.Güldü; ben okuma bilmem dedi.Bilenlerin geri döndüğü nice kapılar vardır ki bilmeyenlerin önünde açılır ardına kadar.
Serdar Tuncer..Davudi ses tonu,duruşu,samimiyeti,nüktedanlığı ve kalitesiyle her daim zevkle takip ettiğim bir yazar.
Kitabı ontolojik anlamında insanın ruhuna hitap eden,yaşadığımız dünya serüveninde dikkat etmemiz gereken durumları en güzel bir şekilde izah ettiği bir eser.
Gerçekten rahatlamak,farklı yansımaları yakalamak istiyorsanız hiç düşünmeden alın okuyun derim.
Ki özellikle 'olmak' için olması gerekenler bölümü tekrar tekrar okumak gereğini düşünorum.
Son sözüm Delilim Yok Kalbimden Başka dan;
Elbiselerimizle şık, simalarımızla güzel, bakışlarımızla derin, yürüyüşümüzle alımlı, cüzdanımızla muteber, tellallığımızla bilge, taatimizle kul ve nihayet nefsimizle var olduğumuzu zannetsek de, biz sadece kelimelerimizle varız, kelimelerimiz kadarız.’’
Serdar Tuncer' in okuduğum ikinci kitabı. İki kitapta da fazlasıyla dikkat çeken özelliği yazarın samimiyeti. Gerçekten kitabı sadece okumuyor sanki yazarla sohbet ediyorsunuz. Yer yer yine kıssadan hisseler sunuyor. Bazen yaşantısından örnekler veriyor bazen de dervişlerin sözlerinden alıntılar yapıyor bu şekilde vermek istediği mesajı da daha açık ve anlaşılır bir şekilde sunuyor. Gayet akıcı ve sürükleyici bir kitap. Tavsiye ederim
Merhaba 1K okurları!
Hiç bir karşılaşma tesadüf değildir! Ki ben, tesadüflere inanmam. Bu uygulamayı karşıma çıkaran da Allah, beni buradaki insanlarla tanıştıran da Allah. Neden? Kimisi imtahanım olsun, kimisi kurtuluşum olsun diye. Şimdi ben kulluğun vazifelerinden, kadamelerinden bahsetmeyeceğim, çünkü buna ilmim yetmez. Sadede gelecek olursam, bu uygulamada çok değerli bir kardeşimle tanıştım.
Meczup olur kendisi. Benim gönlümdeki yerini bir Allah biliyor, bir de kendisi. Neden andım kardeşimi incelememde? Bir gün beni yüreği güzel insanların cem olduğu
Aşkınıyam. . . grubuna davet etti. İyi ki de etmiş. Ve grubun dönem dönem yaptığı etkinliklerden ben de nasiplenmeye başladım. İşte
Aşık Olan Neylesin? kitabı okuyacakıarımda olsa da, erkene alma sebebim #214332193 etkinlik oldu. İyi ki de oldu. Yazara aşinaydım Tv'den. Kalemiyle de tanışmışlığım vardı şiirlerinden ama kitabını ilk defa okudum.
Bir birinden hikmetli hikayeleri yazarın kendinden dinliyormuşcasına okudum. Bir çoğuna vakıftım önceden, tekrar ve gözleri dolu-dolu okudum. İyi ki de okumuşum. Allah vesile olan herkesten razı olsun.
Keyifli okumalar dilerim.