Zeki Velidi Togan

Tarihte Usul yazarı
Yazar
Editör
8.9/10
87 Kişi
510
Okunma
219
Beğeni
9,5bin
Görüntülenme

En Beğenilen Zeki Velidi Togan Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Zeki Velidi Togan sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Zeki Velidi Togan kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bugün Kore'de, Türk askerleri vasıtasıyla yayılan İslamiyetle, burada küçük bir Müslüman Koreliler kolonisi oluşmuştur. Koreliler Orhun Kitabeleri'nde de zikredilmiştir.
Nasıl ki, Fatih Sultan Mehmet "Biz bu ülkeyi küffarın ciğer kanıyla aldık; bu prensiple yaşayacağız, gevşeklik bizi yok eder" demişti. Halbuki Toğan Temür, orduya aldığı Çinlilerin yükselmesine müsaade etti.
Reklam
Türk destanlarında "Tunga Alp Er", İran destanlarında "Afrasyab" adı ile tanınan kahramanı, bu büyük Saka devletinin en şevketli devrini ve sukut çağını yaşatan büyük kahramanı olarak kabul ediyoruz. Bu destanın Türk rivayetlerinde Tunga Alp adı ile, Türk hükümdar sülalelerinin büyük atası, onun akraba ve evladı, onun kültü anlatılmaktadır, İran rivayetlerinde de, Afrasyab'ın, İranlılar ile olan maceraları, İran hükümdarı Keyhusrev (Medya hükümdarı Kiyaksares) tarafından yenildikten sonra onun tarafından Tiyanşan'da Kockarbaşı ve Kimekler ülkesi, yani Altaylara kadar takip edilmesi, nihayet Azerbaycan'da Keyhusrev'in eline geçerek öldürülmesi ve kendisinden sonra oğullarının devri anlatılmaktadır.
Sayfa 52
İran destanı, Türkleri en eski zamanlardan beri bir "çelige bürünmüş" millet olarak tavsif ediyor, ki biz tarihi devirlerde Türk kavimlerinin yaptıkları demirciliği, bunların tarihten önceki zamanlarda dahi inkişaf ettirdikleri bir sanatları olarak kabul edebiliriz. Herhalde Türklerin dünyaya hâkim olmalarının sırrı, yalnız yılkıcılıkta ve yedecilik tılsımında değil, aynı zamanda daha Aryaniler batıdan gelmeden önce "çeliğe bürünmüş" bir millet olmalarından ileri gelse gerektir. da
Sayfa 45
Çengiz'in kendisince "Türk" kelimesinin Moğol ile Türk'ün her ikisini ifade eden bir isim olarak anlaşıldığı görülüyor. Şimdiki Afganistan'da kendisini ziyaret eden Kadı Vahideddin Fuşenci'ye, "Peygamberimiz Muhammed her şeyi önceden bilmiş diyorsunuz; acaba benim zuhur edeceğim hakkında ne demiş?" diye sormuş. Kadı da Peygamber'in utrukû el-turka mâ tarakûkum yani, "Türkler size dokunmadıkça siz de onlara dokunmayınız" demiş olduğunu nakletmiş ve Çengiz de bunun çok hâkimane bir söz olduğunu söylemiş, yani kendisini Türk addetmiştir. Bir Arap Ögedey Kaan'a babasını rüyasında gördüğünü ve kendisine bir söz söylediğini naklettiğinde Ögedey buna "babam bunu sana hangi lisanla anlattı" diye sormuş. O da Arapça anlattı deyince Ögedey babasının Moğolca ve Türkçeden başka bir lisan bilmediğini söylemiştir.
Sayfa 98
Eskiden Çin'de hükümet süren Türk sülaleleri hep milliyetlerini kaybetmişlerdi. Bunlardan Tuoba [Tabğaç] sülalesinin hükümdarlan kendi tebaaları olan Türkleri zorla Çinlileştirmiş ve Türkçe konuşmalarını ölüm cezasıyla men etmişlerdi. Çin'deki Moğolların istediği ise bu vaziyetin tam zıttı idi. Gerek Kubilay Kaan ve torunu Temür Kaan ve gerekse beyleri, kendilerinden önce Çin'e gelerek kaybolup giden bozkır kavimlerinin akıbetine maruz kalmamak için kendi milliyetlerini muhafaza eylemek kararını vermişlerdi ve bu hususta müttefik idiler. Çinli kadınlarla evlenmeyi beğenmezler ve bunlardan doğan çocuklar için miras hakkı tanımazlardı. Asıl Moğollar kendilerini Çin'de, mesela Hindistan'daki İngilizler gibi idare ediyorlardı; ancak yüksek makamları kendi ellerinde bulundururlar, yerlilerle karışmazlar, onlara kendilerinden sonra tali derecede olan mansapları (devlet görevi, makam) Orta ve Ön Asya'dan gelen Müslümanlar ile Hıristiyanlara verirlerdi. Gerek Moğollar ve gerekse bu Müslümanlar Çin dil ve yazısını öğrenmediler, her yerde bir dilmaç (tercüman) vasıtasıyla iş gördüler; resmi dil Moğolca idi, bununla beraber Uygurca da, yukarıda dediğimiz gibi, geniş mikyasta kullanılmıştır.
Sayfa 186 - 187
Reklam
769 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.