Derinlikli hiçbir yazınsal yaratı, ilk okuyuşta kapılarını açmıyor insana...
Sayfa 39 - bilgiKitabı okudu
Yazın sanatında gerçekçilik denilen şeyden daha anlaşılmazı yoktur. Çünkü bu gerçekçiliğin gerçekliği hangisidir? Doğru olan şu ki gerçekçilik denilen, tümüyle dışta olan, görünürde olan, kabuksal ve öyküsel olan şey, yazınsal sanatla ilgilidir, şiirsel ya da yaratıcı sanatla ilgili değil. Bir şiirde -ve en iyi öyküler şiirlerdir-, bir yaratı da gerçeklik eleştirmenlerin gerçekçilik dedikleri ile ilgili değildir. Bir yaratıda gerçeklik, içten, yaratıcı, istençli bir gerçekliktir. Bir ozan yaratıklarını -canlı yarattıklarını- gerçekçilik denilen yollarla yaratmaz. Gerçekçilerin kişileri genellikle iple oynatılan ve göğüslerinde Maese Pedro'nun sokaklardan, alanlardan, kahvelerden toplayıp defterine not ettiği tümceleri yineleyen bir gramafonla dolaşan giyinik mankenlerdir.
Reklam
Şiir her şeyden önce bir dilsel üründür, ama, Mihail Bahtin'in de dediği gibi, şairin yaratısı dilin dünyasına oturmaz, orada bulunmaz, şair yalnızca dilden yararlanır. Malzemeye ilişkin olarak, sanatsal amaçla koşullanmış olan sanatçının işi malzemeyi aşmaktan ibarettir. Şairin yaratıcı bilincinin kaynağında dilsel bilinç değil, yazınsal yaratı bilinci vardır. Yazınsal bilince ulaşmak için dilsel evrenin aşılması gerekir. Bu nedenle, evet, şiir her şeyden önce bir dilsel üründür; ama sonuçta, dilden yararlanarak onu aşan bir yazınsal yaratıdır. Dil tek başına, pasif durumunda, hiçbir söylemi temsil etmez. Onu bir söyleme (yazınsal, hukuksal, siyasal, vb.) oturtan o söylemin kendisine özgü bilincidir. Demek ki bir dilin yazınsal olması için, yazınsal söylem bilinci doğrultusunda kullanılması; yazınsal metnin şiir olabilmesi için de şiirsel söylemin kuralları içinde söylenmesi, yazılması gerekmektedir.
"Bir imgenin bayağılığının dilsel bir olgu olmasına karşın, onun yenileşmesi yazarın biçemine ilişkin bir olgudur; kişisel yaratı çabası ve bir yazarın yaratıcı dehası eskimiş bir imgenin yenileştirilmesinde ortaya çıkar."
Sayfa 60 - J.TaillardatKitabı okudu
"Şiir teriminin Eski Yunanca'daki başlıca anlamı 'yaratı'dır; eski Çin geleneğinde de 'şiir, dilsel sanat' olan şih ile 'ereklik, niyet, amaç' anlamındaki çih birbirine sıkı sıkıya bağlı iki ad ve kavramdır. İşte genç Rusların dikkatle incelemeye çalıştıkları, şiirsel dilin bu açıkça yaratıcı ve erekçi özelliğidir."
Sayfa 72 - Roman Jakobson | Sekiz YazıKitabı okudu
¶¶ Benim için "yalnızdınız", "yalnızsınız" diyorsunuz. Yazınsal yaratı bireysel bir eylemdir. Bu eylem yüzde yüz yalnızlık ister. Yalnız değilseniz kendinize ait olanı yazamazsınız. ¶¶
Sayfa 72 - Dünya Kitapları, Yayın Yönetmeni Feridun Andaç, Birinci Basım Nisan 2005Kitabı okudu
Reklam
23 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.