Çalışmamız boyunca ne bulduğumuz ya da ne düşündüğümüz hakkında sorulan bir soruya her yanıt verişimizde tercih ettiğimiz kelimeler, bir dahaki sefere meseleyi tarif edişimizi, belki de not alma biçimimizi ya da hazırlayacağımiz ana çatıyı etkiler.
Sosyologlar adet olduğu üzere, iki kelimenin iş göreceği yerde yirmi kelime kullanırlar.
Sayfa 28 - HeretikKitabı okudu
Reklam
"Malinowski bize yeni 'antropoloğun' idealleştirilmiş imajını verir -kamp ateşinin etrafında çömelmiş, Trobriand yaşamını gözleyen, dinleyen, sorgulayan, kaydeden ve yorumlayan kişi.
Sayfa 60 - Heretik Yayınları
Bir kez parçaları yazdığınızda bunların ne kadar dağınık olduklarını, genelden özele farklılık gösterdiklerini ve konunuz hakkında tek bir düşünme biçimine işaret etmediklerini göreceksiniz. Şimdi bunları en azından bir noktadan diğer noktaya mantıklı bir şekilde ilerliyormuş görüntüsü verecek biçimde organize etmelisiniz ki okur yazdıklarınızı akla yatar bir sav olarak algılayabilsin. Bunu nasıl yapabilirsiniz? İnsanlar bu sorunu çeşitli şekillerde çözüyorlar. Olası çözümler arasında tercih yaparken ben şu ilkeyi kullanıyorum: "En kolay hangisi ise işe onunla başlayın". Yazılması en kolay olan bölümü yazmakla başlayın; yazdıklarınızı düzene koymak gibi basit temizlik işleri yapın. (Karşıt bir yaklaşım kolay olan her işe şüpheyle yaklaşır ve en zor olanla başlamaya çalışır. Ben böylesi bir puritanizmi tavsiye etmiyorum.) İşte size elinizdeki malzemeyi nasıl organize edeceğinizi keşfetmenin kolay bir yolu! Bu yolun en büyük erdemi (bu, kolay olanlarla başlama prensibinin doğal sonucudur) zihinsel bir işi fiziksel, yani kolay olana dönüştürmesidir.
Akademik yazımın kolayca anlaşılabilir olmamasının genellikle meselenin karmaşıklığıyla ilgisi çok azdır ya da hiç yoktur; düşüncenin büyüklüğüyle ise hiç ama hiçbir ilgisi yoktur. Bu, neredeyse tümüyle, akademik yazarın kendi statüsü hakkındaki kararsızlığından kaynaklanır. (...) Akademisyenlerin anlaşılmazlığa bu kadar kolayca kaymasının nedeni statüye duyulan arzudur. (...) Akademik üslubun üstesinden gelmek için önce akademik kibrinizin üstesinden gelmek zorundasınız.
Sayfa 56
Akademik-entelektüel dünyanın sıradan dünya ile belirsiz ve rahatsız bir ilişkisi vardır ve pek çok akademisyen sıradan insanlarla olan ilişkileri hakkında kaygılanırlar. Hak ettiğimizi düşündüğümüz ve çoğunlukla da sahip olduğumuz ayrıcalıklı yaşamlarımızı meşru kılacak kadar sıradan insanlardan farklı mıyız gerçekten?
Sayfa 57
Reklam
183 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.