"Zaten hep sessizdi böyle," diye devam etti anlatmaya: "En zalimce eziyetlerden biri budur biliyor musun? Seninle hiç konuşulmaması, hiç gerçekten nasıl olduğunun sorulmaması, konuşmaya çalıştığında dinliyormuş gibi yapılıp aslında hiç kulak verilmemesi... Evet evet, çok zalimce bir şey bu! Çünkü dıştan bakınca görünmüyor yaran, anlıyor musun? Tokat yok, kavga yok, dayak yok...Ama sevgi de yok. Sen bile fark edemiyorsun sorunun ne olduğunu. Bu kadın beni dövüyor mu? Yok. Sövüyor mu? Yok. Hakaret mi ediyor, küfür mi ediyor? Yok! Eee o zaman derdin ne senin, diye kızıyorsun kendi kendine. Doyumsuzlukla suçluyorsun kendini. Ah, nasıl bir suçluluk duygusu sarıyor içini anlatamam. Soba isini bilir misin? Hani yapışır kalır ya duvarlara, sil sil geri kusar, kokusu çıkmaz uzun zaman. İşte öyle siniyor suçluluk duygusu hücrelerine. Adeta DNA'na işliyor. 'Kötü evladım ben' diyorsun. Çünkü sana kötü bir muamelede bulunulmaması yeter sanıyorsun; fiziksel herhangi bir şiddet yok ya acı da yok zannediyorsun. Oysa iyi bir muamele de yok anılarında. Bir anne hiç çocuğunun saçını sevgiyle taramaz mı yaa, kucağına alıp sıkıca sarmaz mı, yatağına yatırdığında uyduruktan da olsa bir masal anlatmaz mı?"
Sayfa 150Kitabı okudu
bir narsist sizi sizin kadar iyi tanır. neye ihtiyacınız olduğunu çözer ve bunu size verir. tüm bunları sizi kendine bağlamak için yapar. artık ona bağlandığınızı düşündüyse hiç çekinmeden rol yaptığı maskesini çıkartır ve gerçek kişiliğini yansıtmaya başlar. karşı tarafa duygu beslemeleri imkansıza yakındır, ama diyelim ki o imkansızlıkta size biraz duygu besledi. eyvah! normalde bunun iyi bir şey olması gerekir ama değil, kaybetme korkusu devreye girer. siz gitmeyin diye kaos yaratır, manipülasyonların en kralını yapar, pişmanlık gösterir ki özünde asla pişman olmaz, ve böylece ilişkinin kendi kontrolünde olduğunu görür ve sakinleşir. sakinleşene kadar sayısız hakaret ve aşağılamaya maruz kalırsınız. siz bencilsinizdir, düşüncesizsinizdir, nasıl böyle bir şey düşünmüşsünüzdür, hastasınızdır vs. siz başlarsınız anlatmaya “bak canım sen öyle anladın ama öyle değil.” bu sürer gider ve siz artık nasıl anlamaz diye sinirlenmeye başlarsınız. en tehlikeli noktaya ulaştınız, tebrikler. çünkü narsist kişinin kaos çıkartırken amacı buydu. şimdi hazır olun duyacaklarınıza, derki “çok sinirlisin. hasta mısın sen? bak işte seninle konuşulmuyor. beni asla anlamıyorsun. ben anlatıyorum ama sen asla anlamıyorsun.” siz daha çok sinirlenmişnizdir ama narsist kişi pamuk gibi olmuştur. kaybetme korkusu bir sürelik geçer, "ilişkide ipler benim elimde!" hissiyle biraz rahatlar.
Reklam
İnsan ilişkilerinde en çok yapılan hatalardan bi tanesi şu;Aileler çocuklarını cezalandırmayı bilmediği için aile yapısında cezalandırma yoktur.Çocuğa hakaret etmek cezalandırmak değildir. Cezalandırmak bir hareket karşılığında çocuğun elinden bir şeyi almak yada herhangi basit bi kısıtlama yapmak diğer yapılan şeyler sadece travma yaratır ve bu nedenle hepimiz arkadaş veya insan ilişkilerinde nasıl davranmamız gerektiğini bilmiyoruz.Bir çok kişi cezalandırmadan hata yaptığını anlamıyor,aslında anlasa bile bunun bir karşılığı olmadığını gördüğü için hatasından hiçbir ders almıyor yani ilişkilerinizde birini sevindirmek ne kadar güzel bir şeyse üzdüğü zaman üzdüğünün farkında varmasıda önemli cezalandımrakta kesinlikle tehdit etmek veya hakaret etmek değil,üstelik haksız olmak kötü bi şey değil aksine haksız olduğunun farkında varıp bunu düzeltmeye çalışmak karşındakine değer verdiğin göstergesi.Özür dilemek te "özür dilerim" demekle olmuyor.Özür dilemeyi dile getirmek dışında bir çok yolu var ve o kadar kolay ve basit ki bunu yapmaktan kaçınanları anlamıyorum.İlk adımı atmakta sizden bi şey eksiltmez tabii her seferinde siz yapıyorsanız ayrı o zamanda ilişkiniz tek taraflı yürüyo ve bitirmenin tam zamanı.Evet üzgünüm bazı şeyler bitmek zorundaydı ama bu önceden güzel olmadığı anlamına gelmez.Güzeldi fakat tarihi geçmişti.Bu kadar basit.Bazen bazı şeyleri basitleştirmek insana daha iyi geliyor inanın.
Bakara Suresi 28. Ayet
28. Cansızken size hayat veren Allah'ı nasıl inkâr ediyorsunuz? O, bir gün hayatınıza son verecek, ardından sizi diriltecektir. Eninde sonunda hepiniz O'nun huzuruna çıkarılacaksınız. [Kâinatı yaratan Allah'ın onu yok olduktan sonra yeniden dirilteceği ayrıca İsrâ 17/51; Neml 27/64; Ankebût 29/19; Rûm 30/11, 27, Nûh 71/18; Bürûc 85/13'te de belirtilmektedir. Yeniden diriltilmekle ilgili âyetler topluca En`âm 6/29; Yûnus 10/34; Ra`d 13/5; Meryem 19/66'da da verilmiştir. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem de bir kudsî hadiste Cenâb-ı Hakk'ın şöyle buyurduğunu haber vermektedir: "Hiçbir hakkı olmadığı halde insanoğlu Beni yalanlamaya kalktı, hiçbir hakkı olmadığı halde Bana hakaret etti. Beni yalanlamaya kalkması, kendisini yeniden diriltip aynen yaratamayacağımı ileri sürmesidir. Bana hakaret etmesi ise Benim bir oğlum olduğunu iddia etmesidir. Bir eş veya bir oğul edinmek gibi insana âit sıfatlardan Kendimi tenzih ederim." (Buhârî, Tefsîr 2/8, 112/1-2).]
Sayfa 20
135 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
36 saatte okudu
Merhaba arkadaşlar. Hepimize iyi akşamlar. Biraz geç oldu ama afiyet olsun. 1976 ve 1979’da yayımlanan ve sonra yeni baskı çıkarmayan, unutulmaya yüz tutmuş ama unutulmasın diye çabaladığımız ve okurlara sunacağımız bir Jack London eserini daha geride bıraktık. Kitaba adını veren Halk Avcısı dışında daha evvel karşılaşmadığım Parlay’ın İncileri,
Halk Avcısı
Halk AvcısıJack London · Oda Yayınları · 1998132 okunma
Aşkın başlangıcı hayranlık. Kimbilir ne büyük haz onunla sevişmek, deriz. Sonra ümit. Sevgilinin kemalatına dikkat kesilinir. Ümit, en çekingen kadının bile gözlerinden okunur. Aşk belli eder kendini, ilk kristalizasyon başlar. Aşkından emin olduğumuz bir kadını dünyanın bütün güzellikleri ile süsleriz. Saadetimizi ballandırdıkça ballandırırız.
Reklam
1.000 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.