Ben 21 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Yazılarınızı fırsat buldukça okuyorum. Yazılarınızda sık sık “Gençlik nereye gidiyor?” türünden yakınmalarınız oluyor? Gençlik derken herhâlde lise ve üniversite öğrencilerini kastediyorsunuz. Bu durumda ben de nereye gittiğini çok merak ettiğiniz o grubun bir üyesiyim. Madem bu ülkede yaşayan
Varlıklı ailelerde büyümüşler. İyi eğitim almışlar: Özel okullarda, kolejlerde, yüksek puanlı üniversitelerde okumuşlar. Yüksek lisanslarını yurtdışında yapmış, dünyayı gezmişler. En az bir yabancı dil biliyorlar. Sanatla ilgileniyor, sinemaya, konserlere gidiyor, belki bir müzik enstrümanını kullanıyorlar. Kitap okuyorlar. Dijital dünyanın
Reklam
evlenilecek erkek bulmanın gittikçe zorlaşması
ekşisözlük'te dünün en çok beğenilen gönderisi "evlenilecek erkek bulmanın gittikçe zorlaşması" başlığı altında yer alıyor. Kısaca bir gönderi bu. Yer yer haklı kelam edildiğini düşündüğüm gönderiye ufak eklemeler yapacağım. Başlık erkek odaklı ama yazar sağ olsun kadın-erkek ayırmadan yazmış. Şöyle başlıyor: "bugün bir
TEVRAT / İNCİL / KURAN-I KERİM BAĞLAMINDA EŞCİNSELLİK
Eşcinsel ilişki hemen her dönemde ve her toplumda cinsî bir sapkınlık olarak görülmüş ve kınanmış, dinlerin de ortaklaşa mücadele ettiği çirkin bir davranış olmuştur. Tevrat’ta, Sodom halkının rabbe karşı günahkâr olduğu ve orada her türlü ahlâksızlığın, özellikle cinsî sapıklığın yaygınlaştığı ifade edilir (Tekvîn, 13/13; 18/20). Yahudilik’te
28 ekim 1923: yarın cumhuriyet ilan edeceğiz! ve ertesi gün
ankara hükümeti meclisleri meclisin açıldığı 1920den 1922ye dek gerek ulusal gerekse uluslararası politik, toplumsal, idari konularda aynı anda birçok mücadele vermiş, 1923 yılına da aynı mücadeleci kimliği ile girmiştir. 1923 yılının başlarında lozanda itilaf devletleri ile ekonomik konularda anlaşamayan ankara hükümeti lozanda görüşmeleri
Böyükler yazar bize sesleniyor
GENÇLİĞİMDEN KENDİME MEKTUP Ben 21 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Yazılarınızı fırsat buldukça okuyorum. Yazılarınızda sık sık “Gençlik nereye gidiyor?” türünden yakınmalarınız oluyor? Gençlik derken herhâlde lise ve üniversite öğrencilerini kastediyorsunuz. Bu durumda ben de nereye gittiğini çok merak ettiğiniz o grubun bir
Reklam
İnsan ilişkileri ve genetik aktarım dışında içinde yaşadığımız sosyoekonomik sistemin ve toplum yapısının birey üzerinde yarattığı ciddi psikolojik sorunlar var. Özellikle anksiyete bozukluğu, narsist kişilik bozukluğu, histerik kişilik bozukluğu ve şizoid kişilik bozukluğu başta olmak üzere Türkiye nüfusu üzerinde sürekli yüksek dozda tutulan
Mart Ayı Hikaye Etkinliği - Meral ve Tablosu (Lütfen sonuna kadar okur musunuz)
Meral kocasını hüzünlü gözlerle kapıda karşıladı. Meral: -Nerede kaldın Süleyman? Merak ettim. Adam hiddetle ve sinkaflı sözler eşliğinde, Süleyman: -Sana ne be kadın. Sana hesap mı vereceğim. Dedikten sonra bitkin bir halde olan karısına sert bir tokat nakşetmişti. Tokatın etkisiyle Meral duvara çarpmış sonrasında yere
Yeni nesil erkekler kendilerine gelin değil köle arıyorlar
Bazı insanlar sırf üniversite okuduğum için talip oluyorlar. Okumuş kız yarın birgün nasıl olsa memur olur eve çift maaş girer mantığıyla bana talip oluyorlar. Oğluna yakıştıran bazı tanıdılarımda oku kızım oku. Yüksek lisans da yap, mutlaka memur ol kendi paranı kazan diyorlar. Bende diyorum ki okuyorum diye meslek sahibi olmak zorundamıyım? Eve ekmek getirmek erkeğin görevi, ben elin içinde çalışmak el baskısı yaşamak zorundamıyım? Zaten kadınların üzerinde birsürü yük varken birde saçma sapan kendi ayaklarının üzerinde dur safsatası getirdiler. Bu zamana kadar gelen kadınlar kollarının üstünde mi duruyordu? Hadi kötü erkekler varda iyi erkekler hiç mi yok? Şu an çalışan kadınların yüzde doksanı mutsuz. ev aile ve iş baskısı... Para mutlu ediyorsa neden çalışan kadınlar daha dertli??? Yani çevre baskısı yetmiyor utanmadan talip olan aileler de çalışmam için baskı yapıyorlar ya daha ne diyim... Güçlü kadın olmak zorunda değiliz, erkeğin sorumluluklarını üstlenmek zorunda değiliz, mükemmel olmak zorunda değiliz. Kendimizi korumak zorunda değiliz baba abi veya eş ne işe yarıyor? Ya bizim bir fıtratımız var ama toplum herşeyi bize yüklemeye çalışıyor. Eğer erkeklerin tüm sorumluluklarını biz yapacaksak bu hayatı erkek gibi yaşayacaksan Allah onları niye yarattı? KADINLAR ÇALIŞMAK ZORUNDA DEĞİL!
İzninizle, bir anektodum var.
Lise yıllarında az da olsa kitap okurdum. Okuduğum kitaplar sosyal içerikli ve hikaye türü kitaplardı. Bir gün, Edebiyat öğretmenim, kitap okumaya beni teşvik etmek yerine, okula götürdüğüm kitabımı elimden alıp ”kitap okuyacağına Servet-i Fin-unu, Fecri-i Atiyi... ezberlesene!” diyerek beni fırçalaması; ülkenin mevcut eğitim sistemine inancı olmayan beni, eğitimden biraz daha uzaklaştırmıştı. En çok neye üzülüyordum biliyor musunuz? Edebiyat öğretmenim de diğer kadın öğretmenlerin yaptığı gibi; sınıfta kazak-hırka-çorap örüyor olmasıydı. Oysa hepsi kendi dersini bize iyice, hakkıyla anlatmalıydı. O da olmadı, örgü örmek yerine; kitap okumalıydılar. En çok da Edebiyat Öğretmeni...! Onlar, oturmak veya örgü örmek yerine, ders anlatmış veya kitap okumuş olsalardı; Biz hem iyi bir mesleğe sahip olurduk hem de kitap okuyan bir toplum olurduk. “Öğretmenler, yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır” diyen Mustafa Kemal’in bu sözüne binaen “Bakın öğretmenlerim, biz sizin eseriniziz ve toplumun halini ve eserinizi -ölmemişseniz- görüyorsunuz!” Diyorum. Saygılar...
228 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.