_İnsanlar sizi, sadece aynı yerden canları yandıklarında anlarlar.
_Dalgaların art arda gelip çarptıkları kaya gibi ol. Sağlam, kıpırtısız ve çevresinde kaynayan suların dinginleşmesini seyreden.
_Sanki ölmüşsün ve bir süre daha fazladan zaman bağışlanmış gibi doğaya uygun yaşa.
_En büyük erdem tarafsızlıktır. Duygular ise, yanlış fikirlerden
_Eristik Diyalektik: Haklı çıkmak ve kazanmak amacıyla yapılan tartışma sanatıdır. Önemli olan doğru değil dinleyiciyi ikna etmektir. Eris, yunan mitolojisinde anlaşmazlık tanrıçasıdır.
_Diyalektik bir konuşma sanatıdır. Onun aracılığıyla bir şey çürütülür ya da ispatlanır ve bu konuşmacıların soru ve cevaplarıyla yapılır. Diyalektiğin görevi,
1870-1914 arasında “seri üretim” şeklinde tebarüz eden geleneklerden somut tecrübelere (Fransa ve Amerika) değinerek konuyu açıklığa kavuşturmaya çalışalım. Fransa tecrübesinde başlıca üç yenilik dikkat çekiyordu. 71
Birincisi; Kilise’nin seküler denginin geliştirilmiş olmasıdır. Bu amaçla inşa edilen kurum, cumhuriyetçi ve devrimci ilkelerle soğurulmuş ilköğretimdi. Yeni cumhuriyetin öğretmenleri, papazların rakipleriydi. (Cumhuriyet dönemi edebiyatındaki veya köy romanlarındaki imam-öğretmen karşıtlığı burada hatırlanabilir.) İkincisi; halka açık törenlerin icadıdır ve Bastille Günü bunun en temel örneğidir. 1880’de icat edilen Bastille Günü, resmî/gayr-ı resmî festival, gösteri, eğlence ve merasimleri; yediden yetmişe herkesin yerini alabileceği şekilde “Fransa’nın 1789’un ulusu olarak ilan edilmesinin yıldönümünde birleştiriyordu.”72
...
Üçüncü özellikse bu dönemdeki kamusal anıtların seri üretimiydi. “Bu anıtlar Cumhuriyet’in kökenlerinin izini (...) sürüyordu ve seçmenlerle ulus arasındaki gözle görünür bağı temsil etmekteydi.”73
Kutsallaştırılan akıl ve bilim
18. Yüzyılın başından beri akıl öyle yüceltildi ki, inançları, kültürleri, dinleri hatta Tanrıyı koyacak yer bulamadı modern insan. Sonunda akıl tanrılaştırıldı ve böylece dinini, inancını ve kültürünü aklın hizmetine ve kulvarına soktu. Şimdilerde bilgi de ve bunun sistemleşmiş hali olan bilim de aynı kutsallığa büründürülüyor. Bilginin ve
Kutsallaştırılan akıl ve bilim
18. Yüzyılın başından beri akıl öyle yüceltildi ki, inançları, kültürleri, dinleri hatta Tanrıyı koyacak yer bulamadı modern insan. Sonunda akıl tanrılaştırıldı ve böylece dinini, inancını ve kültürünü aklın hizmetine ve kulvarına soktu. Şimdilerde bilgi de ve bunun sistemleşmiş hali olan bilim de aynı kutsallığa büründürülüyor. Bilginin ve
Hile 12 (isim seçme)
Mesela muhalif herhangi bir değişiklik önerdiğinde bundan "yenilik" diye söz etmeliyiz,çünkü bu kelime hoş karşılanmaz. Tabi öneriyi biz getirdiysek yapacağımız şey bunun tersidir.İlk durumda karşıtlığı anlatmak için "mevcut düzen" ikincide ise "köhnemis önyargı"demeliyiz
Sayfa 35Kitabı okudu