Kendi sesimden dinlersem kendimi, anlatamadığımda şiire vurursam işi belki geçer dedim..
Ben Sidelya..
Nahif, kırılgan, hayalci..
Cennette açan o çiçek olabilir miyim bilmiyorum.
Saate bakmayı hiç sevmiyorum.
Zaman giderken ben gitmiyorum çünkü.
“Bu son” dediğimde kimse inanmasın, hiçbir şeyin sonunu getiremiyorum.
Filmlerin bitiş jeneriğine takılıp kalışımdır ispatı.
Çok deneyip olduramadığım şeyler var, olmadı diye vazgeçmiyorum.
Hiç susmuyorum, devamlı yazıyorum.
Sanırım bu yüzden çok susanların yoluna ölüyorum.
Bana kimseye benzememe ayrıcalığı veren kusurlarımı seviyorum.
Milattan önce doğsaydım kesin filozof olurdum diyorum.
Zamanın içindeyim ama büsbütün de dışında.
Bu paradoksa her defasında yeniliyorum.
Derin konular hakkında konuşamamak yalnızlığından muzdaribim.
Derin gözlere inanıyorum, derin sözlere, Kafdağı’nın ardındaki ihtimallere, kendimi anlatmak isteğim tekil kişiye.
Dünyada taştan yığınlarım yok, evimi bir ben biliyorum ve emanet rüyaların sahibini.
Yaşım hurdaya çıksa bile gönlümün taze bir çiçek olarak kalacağından eminim, bu yüzden ölümden sonrasına iman ettim.
Yanmak mı? Bilmem.
Uzak bir kahkahadır kulağımda cennet.
Yanmaktan duyamıyorum.
Özlem denen şey sağlıklı bir şey değil evet. İnsan bazen baş etmeye çalışsa da bununla, ben etmiyorum, etmeyi de düşünmüyorum.
Çünkü ben yeniliyorum. Sana yeniliyorum, sevgine yeniliyorum, özlemine yeniliyorum ve ben bu yenilgilere sever adım yürüyorum. Çünkü ben sana yenilmeyi seviyorum...
Bir damlayım okyanusunda kum tanesiyim kıyında
Unutma ki bu gönül divanen aslında
İnsanız arada bir dengemiz şaşabilir
Akıl başa dönünce yine sevgiye eğilir
Arada bir ben de kadere küsüyorum
Esip savurup mangalda kül bırakmıyorum
Arada bir bile bile aşkı üzüyorum
Yeniliyorum kendime kabul ediyorum
Vazgeçeceğim noktada yeniliyorum kendimi.tükendiğim noktada yeni yeni yönlerimi keşfediyorum ve o anda anlıyorum ki insan dibe vurmadan yükselmiyormuş.
Bir noktada yükseliyor düşüncelerim.biliyorum o anda acıları asla yükselmez.demek ki insanı aşağıya çeken,çektikleriymiş.
Ama dibe vurup sırtüstü yatmadan da gökyüzünü göremezmiş asla.
"Umutsuz uyanıyor, umutsuzluğu yenmeye çalışıyor, öğleye doğru da yeniliyorum. merkezde sonra umutsuzluk yeniden bastırıyor, akşama doğru tekrar kayboluyor, gece kaldığında doğal olarak büyük bir aldırışsızlıkla gene gelip çatıyordu."
Bir kaç ay önce dert ettiğim çoğu şeyi ya unuttum ya artık gülüp geçiyorum. Birsürü şeye kafa tutuyorum. İhtirasla, içimdeki yaşam ateşi ile .Ama bir özlem beni koca yokuşta gafil avlıyor. Bir tek aşka yeniliyorum. Koşulsuz seviyor olmak insana hem güç hem yenilgi veriyor.