Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Cansu

Cansu
@yesomerci
Cansu bir yorumu yanıtladı.
Kötüler hiçbir yerde saklanamaz, der Epikuros; çünkü ne kadar saklansalar vicdan kendi kendilerini buldurur onlara.
Sayfa 78 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Doğukan okurunun profil resmi
Vicdan çağa ve kişiye göre değişebilen bir kavram olduğunu düşünüyorum. İlk ve ortaçağlarda insanlar düşman olarak gördükleri cemiyet veya fertleri öldürmek için büyük bir mücadele veriyorlardı. Hatta bunun onurlu ve en vicdanlı iş olduğunu söylüyorlardı, öldüremedikleri zaman vicdan azabı çekiyorlardı. Homeros'un destanında bunu benzer karakterler var diye biliyorum. Şayet biz bu insanlara kötü insanlardı dersek vicdanlarının olmadığını söyleriz senin söyleminle. Ama vicdan bireylerin kendi ahlaki değerleri üzerinden ortaya çıkardığı 'iyi' kavramı olabilir, farklılık gösterebilir. Bizim 'vicdansız' olarak nitelendirdiğimiz kişi aslında vicdanının sesini dinleyen bir kişi olabilir. Vicdan kavramsal olarak belki kişinin doğruyu ve iyiyi bulmasını sağlamaya yönelik bir şeydir. Peki iyi nedir, kimin ahlakı 'doğru' bir eyleme sürükler, vicdan evrensel midir?
Cansu okurunun profil resmi
Romalılar halklarını daha cesur yetiştirmek ve ölümü hoş görmelerini sağlamak adına Gladyatörleri her gün halkın önünde savaştırıyor, birbirlerini öldürtüyorlarmış. Durmadan, acı çektiklerini belli etmeden, sevinçle yapmaları gerekiyormuş bunu. Halk buna alıştığı için ölmeyi ve öldürmeyi kahramanca buluyor ve söylemine göre onların ahlak değerleri oluşuyor ve bunun üzerine birini öldürmeleri, onları vicdansız yapmıyor. Fakat buna katılmıyorum. Herkes araştırmalı ve düşünmeli. Kendi doğrusunu, ahlakını bulmalı ve vicdanı bunun üzerine oluşmalı, halkın veya üst statüdeki insanların oluşturduğu üzerine değil. Bu durumda evrensel bir vicdandan bahsedemeyiz. İyi ve kötü ise benim ahlakım ve vicdanım üzerinden yapabileceğim yorumdan ibaret.
Reklam
Cansu yorumladı.
Kişiliğiniz, içine kapatıldığınız bir hapisanedir.
Sayfa 169 - ykyKitabı okudu
Cansu bir yorumu yanıtladı.
Bir sonraki en aşikar hedef Mars'tır. Mars'ın Güneşe uzaklığı, Dünyanınkinin iki katıdır, dolayısıyla Dünya'nın sıcaklığının yarısı kadar bir sıcaklık elde eder. Bir zamanlar Mars'ın manyetik bir alanı bulunuyordu, fakat bundan dört milyar yıl önce Mars'ı güneş ışınımına karşı savunmasız bırakacak şekilde yeğinliğini yitirmeye başladı. Bu, Mars'ın atmosfer örtüsünün çoğunu ortadan kaldırdı ve onu, Dünyanın atmosfer basıncının yalnızca yüzde 1'iyle bıraktı. Gelgelelim söz konusu basınç geçmişte daha yüksek olmalıdır, zira Mars'ın üzerinde akarsu kanalları ve kurumuş göller benzeri alanlar görüyoruz. Fakat halihazırda sıvı su Mars'ın yüzeyinde var olamaz. Çünkü su, yarı-boşlukta buharlaşacaktır. Bu, Mars'ın, kendiliğinden ya da panspermia aracılığıyla (yani evrendeki başka bir yerden getirilecek şekilde) yaşamın ortaya çıkmış olabileceği sırada sıcak ıslak bir süreçten geçtiğini gösterir. Mars'ta şu anda herhangi bir yaşam belirtisi yok, fakat yaşamın bir zamanlar var olduğuna ilişkin kanıt bulsaydık, bu, uygun bir gezgende yaşamın gelişme olasılığının oldukça yüksek olduğuna işaret ederdi. Yine de Dünyadan gelen yaşamla gezegeni kirleterek meseleyi karıştırmamak konusunda dikkatli olmamız gerekiyor. Aynı şekilde herhangi bir Marslı yaşamı geri getirmemek konusunda da oldukça dikkatli olmalıyız. Zira buna karşı herhangi bir direncimiz olmayacaktır, dolayısıyla Dünya üzerindeki yaşamı ortadan kaldırabilir.
Sayfa 158 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Gordon Freeman okurunun profil resmi
Son cümleler kesinlikle doğru. Basit örnek: Grip hayvan hastalığı olduğu için hayvanlar ilk evcilleştirildiğinde (kaynaklar ilk hayvan olarak köpek ve koyun arasında gidip geliyor, ben koyun diyorum) binlerce insan gripten ölmüştür. Yeni bir yaşam formu da aynı etkiyi yaratabilir.
Cansu okurunun profil resmi
Haklısınız, tam olarak yansıtan bir örnek.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Cansu bir yorumu yanıtladı.
Böylece ışığın bükülmesi yoluyla uzay-zamanın eğik olduğuna ilişkin deneysel kanıta ve Casimir etkisi dolayısıyla da uzay-zamanı negatif yönde bükebileceğimize dair doğrulamaya sahibiz. Bu bakımdan bilim ve teknolojide ilerledikçe geçmişimize yolculuk yapmamızı mümkün kılacak bir solucan deliği ya da uzay ve zamanı büken başka bir yol inşa etmemiz olanaklıymış gibi görünebilir. Ancak durum bu olsaydı beraberinde pek çok soru ve problem ortaya çıkardı. Bunlardan biri, zaman yolculuğu gelecekte mümkün olacaksa, neden hâlâ gelecekten birisi geri gelip bu yolculuğun nasıl yapılacağını bize söylemedi şeklindeki sorudur.
Sayfa 130 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Bu yorum görüntülenemiyor
35 öğeden 1 ile 5 arasındakiler gösteriliyor.