Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yalnızca öptüm…
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını, basite indirgenmiş
Sadece öptüm
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını, basite indirgenmiş
Reklam
Zaman hüzündür...
Zaman değil, bir sonsuz hüzün, dedim, usulca doğrularak. Yazarken, yaşarken... bir çınlama, bir ân, beşinci mevsim, on üçüncü ay, sekizinci gün. Belki de bir yetinmeme ruhu, gizli bir geçicilik acısı. İçimizde dışımızda bir boşluk. Geçer ve yoktur. Her şey yabancıdır artık. Hem acı hem arzu, hem hayal hem hatıra, hem unutuş hem kırbaçlı bir bellek. Eşyalar, ağaçlar, kuşlar, dağ başları, lambalar, ay ışığı, ırmaklar, sesler, parmaklar, çocuklar... gövdemizde çiçeklenen ne varsa, kalbimizde yaprak dökmektedir aynı anda. Zaman hüzündür...
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Belki de bir yetinmeme ruhu. Giz­li bir geçicilik acısı. İçimizde dışımızda bir boşluk. Geçer ve yoktur. Her şey yabancıdır artık. Hem acı hem arzu, hem ha­yal hem hatıra, hem unutuş hem kırbaçlı bir bellek. Eşyalar, ağaçlar, kuşlar, dağ başları, lambalar, ay ışığı, ırmaklar, sesler, parmaklar, çocuklar... gövdemizde çiçeklenen ne varsa, kal­bimizde yaprak dökmektedir aynı anda. Zaman hüzündür...
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Var olanla yetinmek!
Var olanla yetinmeli miyiz? İnsanın doğasında var mıdır bu? İnsanoğlunun varoluşundan bu yana, insan doğasında ilerlemek, gelişmek vardır. Kendi sınırlarını genişletmek, aşmak vardır. İlkel insanları düşünelim, eğer var olanla yetinselerdi, tarihte en önemli kabul edilen buluşlardan olan tekerlek, ateş vb. buluşları bulabilir miydiler? Daha yakın tarihte ki örnekleri düşünelim; Eğer Nikola Tesla Var olanla yetindeydi, alternatif akım ve daha birçok buluşuyla günümüz elektriğinin temel yapıtaşlarını oluşturabilir miydi? Eğer Isaac Newton var olanla yetinseydi, yerçekimi bulunabilir miydi? Eğer Graham Bell var olanla yetinseydi, telefon bulunabilir miydi? Daha birçok mucit ve buluş sayılabilir. Var olanla yetinmeyen bütün bu insanların sayesinde, bir zincir misali gelişim ve ilerleme sağlanarak günümüzde ki bilim, teknoloji ve diğer tüm alanlarda bu noktalara ulaşabildik. Peki ya günümüzde ki insanlar? Evet, var olanla yetinmeme özelliği, sadece bahsettiğimiz bu insanlar da yok. Her birimizin içinde saklı... Ama bizler ne yapıyoruz? Sistemin bizlere dayattıklarını kabul ederek kendimizi, zihinlerimizi dar alanlar içerisinde bırakıyoruz. Sınırlarımızı aşmayı düşünmek bi yana, var olanı korumaktan başka bir şey düşünmüyoruz. Neden peki? Çünkü sistem bunu gerektiriyor(!) Çünkü sistemin dışına çıkmak kabul edilemez(!) Çünkü dışına çıktığımız an yalnız, dışlanmış, güçsüz olacağız...(!) Gerçeklerin farkına varmalıyız. Var olanla yetinmemeliyiz. Sınırlarımızı sistem değil, kendimiz çizmeliyiz. Peki bunu neden yapmalıyız? Özgür olmak için... #ferfecirtoplulugu
Bir Nedeni Yok Yalnızca Öptüm
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını, basite indirgenmiş
Reklam
Nerde Hata Yaptığımı Buldum Galiba
İşinizde iyi olabilirsiniz ama bununla yetinmeme niz gerekir. İyi yaptığınız bir şeyde takılıp kalmanız, ölümü kabullenmek gibidir. İnsanın görevi, iyi yapamadığı şeyleri öğrenme umuduyla yapmayı denemektir.
Bir nedeni yok. Yalnızca öptüm.
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını, basite indirgenmiş
70 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.