O beni böyle tutkun ve büyülemiş bıraktı gitti. Acaba onun ruhunda benim zerre kadar yerim var mı? Acaba onun ruhunda, o benim ruhumda sahip olduğu kadar bir yer sahibi olmak mümkün oldu mu?
,yalnız beni anlayacak, hassas, ince bir kalp sahibi bir erkek istiyorum; bilmiyorlar ki benim aradığım, istediğim servet ve güzellik değil, yalnız, yalnız ruhtur.
Ben de sevmek, sevilmek, sevdiğimin okşamasıyla, onun hitabıyla titremek istiyorum.
Kalbimin bütün şiir ve coşkusuyla göklerde kanat çırpmak, yıldızlar arasında dolaşmak, hiçbir vücudu kendinden geçirmemiş zevklerle sarhoş olmak istiyorum.
Öyle zevkler, öyle saadetler ki yalnız benim için çiçeklenmiş olsun, öyle aşklar ki genç kızlığımın bütün altın hülyalarıyla, aşkla ışıldamış olsun...
Öyle aşklar ki... Aşklar mı? Hayır, aşk, bir tek aşk... Bir tek vücut için tek aşk ki kalbimin bütün güzelliğiyle süslenmiş olsun...
Bütün varlığım, senelerden beri kaynayan kalbimin bütün aşkı ezeli bekâretiyle onun, yalnız onun olacaktır. Yalnız onun ve ebediyen...
Fakat kim ve nerede? Acaba yaşıyor mu?
Yaşıyorsa bu karşılaşma, bu büyük tesadüf bir gün mümkün olacak mı?
Yoksa bazı tenha bahçelerde yalnızlık ve bilinmezlik içinde büyüyerek bütün ihtiraslı ruhuyla titrediği okşayıştan mahrum kalıp, hasret içinde solan, harap ve perişan yerlere serilen öksüz ve bahtsız çiçekler gibi yok olmaya mı mahkûmum?
Evet, ben de sevmek ve sevilmek isterim, fakat isterim ki seveceğim adama üzülmeden, pişman olmadan hayatımı ölünceye kadar geri alamamak üzere vereyim.
"Bilmek felâket getirir. İnsanı cezbeden belirsizliktir. Sis bulutu çökünce her şey daha bir güzelleşir."
"İnsan siste yönünü de şaşırabilir."
"Tüm yollar eninde sonunda aynı yere varır sevgili Gladys."
"Neresiymiş orası?"
"Hayal kırıklığı."